Beşiktaş’ın kalitesiz ve dağınık futbolu

Passolig uygulamasının lige vurduğu darbe ile başlamak zorunluluğu hissediyorum yazıya.

Twitter âleminde üretken zekâlı bir kullanıcının; “BJK bu maçtaki hâsılat ile stadın elektrik faturasını bile ödeyemez.” iletisi gülümsetiyor, gülümsetirken düşündürüyor…

Sporda şiddete, kara borsaya ve ranta karşı doğru bir çözüm üretebilecek e-bilet sistemini “passolig” adı altında yeni bir rant kapısına çeviren, “futbol yöneticileri” bu ifadeyi defalarca okumalı sanırım. Koskoca stat ve Beşiktaş’ın maçında tribünler adeta bomboş.

Gelelim saha içine; Beşiktaş oyuna dörtlü savunma önünde iki orta saha, ileride de aslında dört forvet düzeni gibi başladı. Geri dönüşleri başaramaz ise sıkıntı yaşaması kaçınılmazdı ancak Lua Lua, Holosko ve Kweuke gibi etkili hücum oyuncuları olan Rizespor ilk devrenin sonu hariç kontra atağa dahi çıkmayınca Beşiktaş’ın “geri dönüşleri” gibi bir unsur da ortadan kalktı. İlk yarı tam bir uyku modunda geçti.

Beşiktaş Oğuzhan ve Demba Ba olmadan organize olamayan bir takım olarak bu sezona başlıyor. Geçen sezon Fernandes ve Almeida’ya bağımlı takım bu sene bu ikili ve nasıl olacağını henüz bilmediğimiz yeni transfer Soso’ya muhtaç bir görüntüde.

Beşiktaş geçen sezon duran toplardan çok basit goller yiyerek puanlar yitirmişti, Rizespor’un taç atışından Ümit ile öne geçtiği golün gelişiminde tüm defans oyuncularının izleyici konumunda olması nasıl bir dağınıklık içinde olduklarını kanıtlıyordu.

Teknik direktör Biliç gol sonrası zaten 9 kişi ile ceza sahası içine gömülen Rizespor’a karşı Kerim Frei kozu ile oyunu kanatlara yaymak istedi. Kısmen başarılı olup baskı kurar gibi de gözüktü, ancak organizasyon eksikliği ve üçüncü bölge üretkenliğinde çok vasattılar.

Kaldı ki Rizespor, Giray ve Viera gibi iki stoperi haricinde takım savunmasında yerlerde sürünüyordu. Dönen topları pas yaparak takım savunmasını rahatlatmak hiç akıllarına gelmiyordu, öyle ki dakikalar 78’i gösterdiğinde Rizespor’un pas sayısı 100’dü! Düşünün kim olursa olsun ne olursa olsun bir takımın pas sayısı 100 olmamalı!

Beşiktaş pas organizasyonu ile gol atamayacağını bildiğinden oyunu kanatlara yıktı haklı olarak, ama Giray ve Veira duvarını geçemeseler de kornerden gelen ortaya Olcay’ın enteresan şutu ile beraberliği yakaladı.

Gol sonrası tüm hatları ile gol aramaya başladı. Beşiktaş ama son saniyelerde Atiba’nın ceza alanındaki müsait pozisyonu dışında etkili bir pozisyona giremedi. Maçta böylece hakkı olan beraberlikle bitmiş oldu. Çok savruk ve dağınık hücum etmeye çalışan Beşiktaş galibiyeti hak etmedi. Örneğin bir akşam önceki Fenerbahçe ile kıyaslarsak, Fenerbahçe’nin etkisiz de olsa organize olduğu bir gerçek. Beşiktaş ise karman çorman bir takım havasındaydı.

Bu sezon en az hata yapan ipi göğüsleyecek gibi gözüküyor. Şampiyonun puanı 70’i bulmayacak gibi. Daha önemlisi TFF zeminlere ve boş statlara acil önlemler almaz ise bu sene üst sıralar açısından çok sıkıcı bir lig olabilir.

Maçın Hakemi: Hüseyin Göçek.

Hakem, vasat maçta vasat yönetim gösterdi. İkinci yarıda Rizespor’lu Kaan arkadan formayı çekip, oyuncuya sarılıp indiriyor, hakem faul çalıyor, Beşiktaş frikik atışı kazanıyor, fakat hakem sarı kart çıkarmıyor! Bu pozisyondan fazlasını anlatmaya gerek bile kalmıyor haliyle!

Hüseyin Göçek bu ülkenin yetiştirdiği en kötü hakemlerden ne yazık ki!

SERHAT KILIÇ | UKRAYNA HABER – serhat[email protected]

@serhat5407