AKP Başkanı Recep T. Erdoğan, yardımcısı Devlet Bahçeli ile danışıklı bir baskın seçim planladı. Kontrollü darbe gibi bu da uzun süreli bir planın parçasıydı.
Erdoğan, seçmenine; dış mihrakların oyununu bozduğunu, küresel güçler, üst akıl vs. oyun kurucu olduğunu, onları ters köşe yaptığını anlatıyor.
Yalanın, hilenin siyasette caiz olduğunu söylüyorlar.
Seçmen ve vatandaş için zaten ne olduğunun da bir önemi yok. Mutfakta makarna, sobada kömür varsa sıkıntı yok.
İktidar ve yandaşının da cebi dolu, cennet vatanda, gözlerinin gördüğü, ellerin erdiğine sahipler.
Gelelim baskın basanındır, mantığıyla ilan ettikleri erken seçime. Zaten ülkenin talanına “çalsa da çalışıyor” diyen taban “yalanla-dolanla” yapılan siyasete itiraz etmekten de uzak.
Seçim ilanında bile bir sürü hukuksuzluk yapan, AKP Rejimi oy çalmaktan seçim sonuçlarıyla oynamaktan mı çekinecek? AKP’nin, biatçı hakimleri, seçim günü elde ettikleri makamın hakkını vermek için gerekli vazifelerini en ala biçimde yapacaktır. Bundan hiç şüpheniz olmasın.
Yani demokrasi aşığı, hilesiz seçim hayali kuran, saf ve yüreği temiz muhalif Anadolu insanı.. siz ancak kendi kendinizi oy vermekle tatmin edersiniz.
Bakın burada kendi köyümün 1 Kasım 2015 milletvekili genel seçimi sandık sonuç tutanağı var. Başkent Ankara’nın, Şereflikoçhisar ilçesinin, Geçitli Mahallesinde AKP’nin aldığı oy oranı yüzde 98.18. Sadece bir oy almış, CHP.
Köyde sadece bir kişi CHP’ye oy verdi onu da “fetöcü” ilan edilip hapse gönderdiler.
Yani şimdi bizim köyde ittifak yapan, MHP, BBP ve AKP oyların yüzde yüzünü rahatlıkla alıyor. Hilesiz.
Büyük şehirlerde durum farklı, oralarda farklı projeleri var zaten.
Bütün bunları boşa ümit beslemeyin hayal kırıklığı olmasın diye yazıyorum.
İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ!
Seçim sonrası için de spor ayakkabılarını alın, CHP, İYİ Parti, işte muhalif kim varsa bu sefer başkent Ankara’dan, Antalya’ya yürürsünüz.. Toros Dağları yokuştur, gazını atarsınız, suyu soğuktur hoştur. Akdeniz’de yüzer serinlersiniz.
HER İŞİN FITRATI VAR!
Soma’da maden faciası yaşandı. AKP seçimlerinin propaganda malzemesi kömürü çıkartmak için 301 madenci hayatını trajik bir şekilde kaybetti.
Erdoğan çıktı: “Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok “ dedi.
Siz de bilin isterim ki diktatörler sandıkla gitmez! İşin fıtratına ters! Örnek mi tarih dolu; Hitler, Stalin, Lenin, Kaddafi, Saddam, Mussolini, Çavuşesku gibi ölerek gider… Hiç biri sandıkla gitmedi.
Benim dedem rahmetli Esat Çavuş uzun süre Boğaziçi Mahallesi’nin muhtarlığını yaptı. Kaç dönem yaptı bilmiyorum bile.
Son seçimde kaybedeceği beliydi. “Dede kaybedeceksin neden aday oluyorsun?” dedim.
Esat Çavuş: “Sandıkla geldim, sandıkla giderim.” dedi. Ve sandıkla da gitti. Demokrasi budur.
357 MİLYON ZARF BASTIRILDI
YSK, cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. tura kalması ihtimali dikkate alarak 357 milyon zarf bastırıldı. Stokta ne kadar var biliyorum. Basında 500 milyon zarf diye geçti. Kalan zarfları sayacak kimse de yok. Mühürsüz oylar da geçerli.
AKP, MHP ve BBP ittifakının gerçek oy oranı benim analizlerime göre yüzde 35. Bu sonuca yüzlerce anketi inceleyerek vardım.
AKP sözcüsü çıktı oy oranımız yüzde 55 dedi. Eyvallah.
O zaman onların sistemine göre konuşursam, Erdoğan yüzde 65 kesin alıyor.
Çünkü sözcü ne kadar çalınacağını bilmiyor ama ben biliyorum.
Nereden mi biliyorum? 20 yıllık uluslararası meslek sırrı o da bizde kalsın. ABD, Türkmenistan, Ukrayna, Türkiye, Azerbaycan.. sayısız genel seçim takip ettim biliyoruz bir şey de diyoruz.
Seçimlerde kazananı seçmenin verdiği oylar değil, siyasilerin çaldığı oy oranları belirler. Sağlık bir demokraside şansları yok.
SON DEMOKRATİK SEÇİM 7 HAZİRAN’DAYDI
7 Haziran 2015 seçimlerinde sandık başında 80 bin Muhabir arkadaşla organize olup nöbet tuttuk. Yurt içi ve yurt dışı bütün sandık tutanaklarını kopyasını aldık ve oyları kendimiz saydık. Ne oldu sonuç, AKP için hezimet.
MHP’li Bahçeli çıktı yine kurtardı Reis’ini.
Şimdi de aynısını yaptı bunalan iktidarın hem de kendi önlerini açmak için baskın seçime gittiler.
O gün gerçekten sandığa sahip çıkan herkesi tespit edip, ya içeri attılar ya da vatan haini olarak yaftaladılar.
Çoğu yurt dışına kaçmak zorunda kaldı, diğerleri de etkisiz hale getirildi.
Son bir kaza olmasın diye, seçimlerde en önemli gözlemci ayağı olan basın denetimini devre dışı bıraktılar. Doğan Medya Gurubunun satın alınması da bu çerçevededir.
1 Kasım 2015’de Kiev Büyükçeliliğine seçimi takip için gittiğimde, kanuna göre sandık başında bulunması gereken kişiler arasında basın mensupları da yer almasına rağmen kovdular beni. İşte benim için demokrasinin mezara girdiği tarih odur.
Ve şimdi öyle ya da böyle yine kazanacaklar.
Senin İzmir’de sandığa sahip çıkman, muhalif bir adaya oy vermen, bir şey ifade etmeyecek.
Sen bizim köyün tutanağına bak.
@erdogduy | YUNUS ERDOĞDU – [email protected]
