Bakan Bağış, Avrupa’nın geleceğini Kırım’da anlattı

Ukrayna’da temaslarda bulunan, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kırım’ın Yalta Şehri’ne 3 kilometre mesafedeki Livadiya Sarayı’nda 9. Yalta Avrupa Stratejisi (YES) Toplantısı’na, katıldı.

“Avrupa’nın Geleceği” başlıklı oturuma Bağış’ın yanı sıra eski İngiltere Başbakanı Gordon Brown (2007-2010), Hindistanlı parlamenter Mani Shankar Aiyar ve Harvad Üniversitesi Profesörü Niall Ferguson katıldı.

Avrupa’nın geleceğinin konuşulduğu oturumda Bakan Egemen Bağış Türkiye’nin AB üyeliğinin önemini dile getirdi. Bağış; “İnanıyorum ki burada Türkiye’nin AB üyeliği için yükselen sesimiz Avrupa koridorlarındaki sağır duvarları aşacak. Burası (Livadiya Sarayı) İkinci Dünya Savaşı sonucunda uzlaşma çabalarına ev sahipliği yapmış bir yer. Bugün de Avrupa değer ve normlarının gelişmesine sahne oluyor. Yalta, modern dünyanın barışa, düzene ve refaha inanan liderlerine ev sahipliği yapmakta” diye konuştu.

AB ETRAFINA BAKSA SORUNU ÇÖZER
AB genişlemesinin Avrupa’nın mevcut ekonomik sorunlarını çözmeye katkısı olacağı görüşünü savunan Bakan Bağış, AB’nin iç sorunların etkisi altında genişlemeyi reddetmesinin Avrupa siyasetinin en önemli hatalarından biri olacağını söyledi.

AB’deki ekonomik krizi etrafına baktığı takdirde çözeceğini ifade eden Bağış, krizi atlatmak için, pazarlarını genişletmesinin önemine değindi ve AB’nin tarihte de sıkışık olduğu dönemlerde dahi gelişmesini devam ettirdiğini belirtti.

TÜRKİYE NEDEN HALEN AB ÜYESİ OLMAK İSTİYOR?
Türkiye’nin müzakere durumuna ilişkin, “Türkiye neden halen AB üyesi olmak istiyor?” şeklinde sorularla karşılaştığını ifade eden Bağış, şunları söyledi: “Ekonomik başarılarla olgunlaşmış genç bir cumhuriyetin vatandaşı olarak söylemeliyim ki her kışın bir baharı vardır. Tabi eğer siz kronik hasta değilseniz. Bizim, birliğe olan inancımız bu kriz, zorluklar yüzünden azalmaz, 53 yıllık kararlılığımıza sekte vuramaz. Ekonomik sıkıntılara rağmen AB vatandaşları hala yüksek hayat standartlarına sahip ve AB projesi hala 27 ülkeyi ortak değerlerde buluşturan bir barış projesi.”

Türkiye’nin üyeliğiyle AB ekonomik olarak daha rekabetçi, sosyal anlamda daha barışçıl ve jeopolitik olarak daha güvenli olacağına vurgu yapan Bağış, “Biz, AB’nin yükünü paylaşmaya ve problemlerini çözmede katkıya hazırız. Bu noktada Avrupa uzun soluklu, yenilikçi bir strateji izlemeli” diye konuştu.

AB İÇİN BİR BÜYÜME ARACI OLACAĞIZ
Türkiye’nin Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olduğuna ve Avrupa’daki ekonomik krize rağmen büyümeye devam ettiğine işaret eden Bakan Bağış; “Güçlü büyümemiz 2012’nin ilk çeyreğinde de sürdü. OECD verilerine göre Türkiye 2050 yılında Avrupa’nın 2. büyük ekonomisi olacak. Yani AB için bir büyüme aracı olacağız” dedi.

Türkiye’nin Hazar havzası ve Ortadoğu ülkeleri ile AB arasında enerji köprüsü olduğunu kaydeden Bağış, “Birileri enerji kaynaklarını transfer için kablosuz teknoloji üretmedikçe Türkiye jeostratejik önemini koruyacak. AB’nin 2020’de en önemli sorunlarından biri olacak enerji konusunda, Türkiye Avrupa için bir enerji merkezi konumunda” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin üyeliğinin AB’nin çok kültürlülüğünün kanıt olacağını ve Avrupa’da yükselen yabancı düşmanlığı ile savaşmasını sağlayacağını belirten Bağış, Avrupa’da sadece Türkler ve Müslümanların ırkçı saldırıların kurban olmadığını, yükselen ırkçılık her azınlık grubunu, her farklı görüşlü insanı hedef aldığın altını çizdi.

Türkiye’yi, laik demokrasi ile Müslümanlığın birlikte olduğu tek ülke şeklinde niteleyen Bağış, şunları söyledi: “Bu ayrıcalık İslam’ın demokratik değerlerle birlikte var olabildiğini gösteriyor. Türkiye’nin üyeliği AB’nin küresel rolünü güçlendirip İslam dünyasında kredisini artıracak. Üyeliğimiz ayrıca Müslüman ve Hıristiyanların geleceği birlikte şekillendirebileceğini de gösterecek.”

“Ukrayna ve Türkiye 2020’de AB’ye üye olabilecekler mi?” sorusunu Bağış, “Avrupalılar biraz daha zekileşip, akıllı olursa bizleri alırlar. Bu onların yararına olur” şeklinde cevapladı.

YUNUS ERDOĞDU | KİEV – CİHAN