Batı’dan dışlanan Ankara, Rusya’yla serbest bölge için anlaşmaya varmasının ardından, Güney Akım’a da onay verdi. Forbes Dergisi, Başbakan’a ‘Vladimir Erdoğan’ adını taktı
AKP Hükümeti; başta Ukrayna krizi olmak üzere uluslararası politikada gösterdiği saldırgan tavır nedeniyle Batı dünyası tarafından gittikçe dışlanan Rusya’ya yanaşmaya devam ediyor. Türkiye, yaptırımlar nedeniyle sıkışan Rusya’ya rahat nefes aldıracak adımlar atıyor. Serbest ticaret bölgesi, gümrük birliği taleplerinde bulunan, doları aradan çıkararak ticarette ruble ve liranın kullanılmasını teklif eden Türkiye, Güney Akım Açık Deniz Boru Hattı için de olumlu ÇED raporu verdi. Batı basınında ise Erdoğan’dan yeni Putin olarak bahsediliyor.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasını 20. yüzyılın en büyük felaketi olarak nitelendiren Vladimir Putin, Batı’ya karşı kurmak istediği bloğa yeni destekçisini buldu. Demokrasi ve insan hakları konusunda Avrupa Birliği ile köprüleri atan Erdoğan Hükümeti, Rusya’nın Batı karşısındaki elini güçlendirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Rus Ekonomi Bakanı Aleksey Ulyukayev, Türkiye Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ile Avustralya’da bir araya geldiğini ve Türk meslektaşının ikili ticarette ulusal para birimlerinin kullanılmasını teklif ettiğini açıkladı. Ulyukayev, Türkiye’den gümrük birliği ve serbest ticaret bölgesi oluşturulması konularında da talep geldiğini söyledi.
Türkiye dün de Rus doğalgazının doğrudan Avrupa’ya aktarımını sağlaması planlanan Güney Akım Açık Deniz Boru Hattı’nın Karadeniz ekonomik sahasından geçişinin önünü açtı. Rusya; Ukrayna’yı by-pass ederek Batı karşısındaki enerji kozunu güçlendirmeyi amaçlarken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı boru hattının Türkiye kesimine ilişkin hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu bitirdi. ÇED raporunda boru hattı yapım sürecinin çevre üzerinde kayda değer bir etkisi olmayacağı savunuldu.
RUSYA GELİŞMELERDEB MEMNUN
Türkiye’nin gümrük birliği ile serbest ticaret bölgesi oluşturulması önerisi Rusya tarafından olumlu karşılandı. Rus Parlamentosu üst kanadı Federasyon Konseyi senatörü Ahmet Palankoyev, bu yönde atılacak adımların ekonomik ilişkileri güçlendireceğini vurguladı. “Serbest ticaret bölgesinin kurulması ile ilgili bir çalışma grubunun oluşturulması ve Eylül’de daha detaylı görüşmelerin yapılması hususunda mutabakat sağlandığını” anımsatan Palankoyev’in, yaptırımlar gerekçesiyle Avrupa şirketlerinin Rusya’dan ayrılması durumunda Türk şirketlerinin onların yerine geçeceğini söylediği bildirildi. Rus senatörün, ikili ticarette ulusal para birimlerinin kullanılması teklifi için de, “Böylece Rus ekonomisi dolara yönelik bağımlılığını azaltacak” dediği kaydedildi.
YATIRIMLAR SIKILAŞIYOR
Öte yandan, Ukrayna krizindeki tutumu nedeniyle ambargo uygulanmaya başlanan Rusya’ya yönelik Batı’daki öfke, sivil yolcu uçağının düşürülmesinin ardından daha da arttı. AB, Rus bankalarının ihraç ettiği hisse senedi ve tahvillerin satın alınmasına yasak getiren bir yasa tasarısını gündemine aldı. Ayrıca, Putin yönetiminin el koyduğu petrol şirketlerine ilişkin uluslararası davalardan 100 milyar doları bulabilecek tazminat kararlarının çıkması bekleniyor.
“VLADİMİR ERDOĞAN”
Batı basınında yer alan analizlerde ise, Rusya’ya yakınlaşan Erdoğan için “Putin” benzetmesi yapılıyor. Son olarak Forbes’un “Vladimir Erdoğan” başlığıyla verdiği makalede; Türkiye Başbakanı’nın güç kullanımı konusunda Rus stilini benimsediği belirtiliyor. Abdullah Gül’ün, Erdoğan’ın Medvedev’i olabileceğine işaret edilen makalede, yeni Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte Erdoğan’ın şahsi talepleri doğrultusunda Türkiye siyasetinin yeniden şekillendirilebileceği ifade ediliyor. Rusya’nın enerji kaynakları nedeniyle daha az dışa bağımlı olduğunun altı çizilen makalede, Erdoğan’ın olumsuz imajının ekonomi için gerekli yatırımları kaçırabileceği belirtiliyor.
BÜYÜK HAYALİ ŞANGAY BEŞLİSİ
Demokrasi ve insan hakları konusunda Avrupa Birliği içinde sertçe eleştirilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sık sık “Şangay Beşlisi”ne duyduğu özlemi dile getiriyor. Katıldığı bir televizyon programında, Putin’e “Alın bizi Şangay Beşlisi’ne biz de AB’yi gözden çıkaralım” dediğini anlatan Erdoğan, “başka arayışlara girebileceğini” Batı dünyası karşısında da çokça seslendirdi. Ancak 1996 yılında Çin ve Rusya tarafından Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın da katılımıyla kurulan, 2001’de Özbekistan’ın dahil olmasıyla ismini “Şangay İşbirliği Örgütü”ne çeviren yapılanma AB’ye alternatif nitelik taşımıyor. AB gibi ekonomik ve kültürel ortak paydası bulunmayan ŞİÖ, NATO benzeri bir örgüt ve daha çok askerî işbirliğine dayanıyor.
