Shaktar Donetsk deplasmanı; 3-0 yenilgi hezimeti,
Atromitos deplasmanı; çapı belli olan Yunan takımına karşı Persie’nin son dakikalarda gelen golü ile zorla alınan 1-0 skorlu galibiyet,
Rize deplasmanı; çok kötü futbol ile 1-0 öne geçse de 1-1 biten beraberlik maçı,
Kasımpaşa deplasmanı; Nani’nin korneri ile gelen gol ile zorla alınan 1-0 skorlu galibiyet,
Beşiktaş deplasmanı; derbi motivasyonu ve pratiği ile iyi oynamasına rağmen hakem kararları ve savunma hataları ile 3-2 kaybedilen maç,
Celtic deplasmanı, geri dönüş ile elde edilen 2-2 beraberlik…
Ve dün akşam, lige yeniden çıkmış, sezona çok kötü başlamış bir Kayseri Spor, ligde dört haftadır gol bulamayan bir takım üstelik! Bu takıma karşılık tarihin en iyi kadrolarından birisini kurmuş, yedek kulübesinde Gökhan, Caner, Alper, Ozan, Diego oturan, fakat üç pas dahi yapamayan ve toplasan sadece bir pozisyonda hücumda çoğalarak tek pozisyon üretebilen bir Fenerbahçe! Yine de Persie’nin harika frikik golü ile 1-0 kazanılan maç ve 3 puan!
Hatırladığımız deplasman maçlarını sıraladık Fenerbahçe’nin bu sezon oynadığı. Ligde ve Avrupa’da toplam altı deplasman maçı; iki yenilgi, biri zorla alınan beraberlik, iki yenilgi ve üç galibiyet. Alınan üç galibiyetin hepsi bir diğerinin kopyası gibi! Sözde kontrollü oyun ve savunma taktiği! Persie ve Nani gibi yıldız ayaklar ile alınan galibiyetler.
Yukarıdaki deplasman karnesinin sahaya yansıdığı su götürmez gerçek şu; Fenerbahçe umut vermiyor! Gün geçtikçe de geri gidiyor!
Pareira gibi CV’si ve profilinde modern futbol mantalitesi olan teknik direktör, Kayseri Spor gibi ligin dibindeki takıma karşı ilkel futbol anlayışı ile çıktı. Sağ bek Şener ve sol bek Hasan’a, “Aman siz defansı bozmayın”; orta sahadaki Josef ve Topal gibi iki defansif ve toplu-topsuz kat etme becerisi olmayan orta saha oyuncuna ise, “Aman defansın önünde kalın ve ön tarafın açıklarını yamayın” direktifi vermiş. İleridekiler zaten bir gol atar ve kazanırız rahatlığında çıkarmış sahaya. Bakmayın maç sonunda çok çalıştık falan dediğine, çalışan takım böyle olmaz. Bir de ne çalıştıklarını ve hangilerini yapabildiklerini anlatsa da bilsek Vitor Pareira! Fenerbahçe takımı savunmasını yirminci ve otuzuncu dakikalar arasında çıkardı sadece ileriye! Bir tek bu on dakikalık dilimde takım boyunu öne çıkacak şekilde kısalttı. Nitekim o dakikalarda ileride üretir gibi oldu duran top kazanıp maçı getiren serbest vuruş golünü buldu!
SİSTEMSİZLİK
Fenerbahçe’nin Kayseri Spor karşısında da net bir oyun kurgusuna sahip olduğunu görmedik. Son on beş dakikaya on kişi giren Kayseri Spor ekibi bile 3 kez golle burun buruna geldi. Bu takımın sorunu Fernandao, Ba, Alves, Kjaer değil… Yani sorun oluştuğunda bireylerin görüntüsü değil mesele… Maç kazanıldığında da Nani ve Persie’nin yıldızlığı değil mesele! Bir takım bütünlüğü ve havası yok Fenerbahçe’nin. Düşünün, ligin en iyi ikili mücadeleye giren ve kazanan takımı tehlikeli bölgede o kadar çok faul yapıyor ve duran top şansı tanıyor ki rakiplerine… Takım sistemi gibi bir olgu yok ve gün geçtikçe de kötüye gidiyor takımın durumu. Bu durum karşısında iki hayati derecede önem taşıyan karşılaşma var önünde Fenerbahçe’nin; Kadıköy’de Ajax ve Galatasaray maçları. Motivasyon ile geleneksel galibiyet alması yeterli olmayacaktır Pareira’nın! Takım iyi oynamak ve kötü görüntüsü ile oluşan ümitsizliği iyi oynayarak gidermek zorunda!
SERHAT KILIÇ | UKRAYNA HABER – [email protected] @serhat5407
