[GRAFİKLER] Meşin yuvarlak

Ateş çemberi gibi bir fikstürle maçlara çıkan Fenerbahçe, aynı zamanda hikâyesi bol maçlara çıkacaktı ligin ikinci devresinde. Devreye çok etkili de başladılar ve galibiyet serisini yediye çıkardılar. Dün, Fenerbahçe hikâyesi çok bol bir maçta Trabzonspor’u ağırladı. 1996 yılında Trabzon’da Aykut Kocaman ve Oğuz Çetin ile gelen şampiyonluk “sert hikâye’nin” başlangıcıdır… 2010-2011 sezonu ve akabinde gelen 3 Temmuz süreci ile gerilen iki camia… Fenerbahçe’yi şampiyon yapmasına rağmen gönderilen Ersun Yanal’ın şampiyonluk yaşadığı stada rakip teknik direktör olarak gelmesi… Tüm bu “sert hikâyeler” de Trabzonspor Başkanı’nın maç öncesi hakem hakkındaki açıklamaları, “aleyhimize bir hatada sahadan çekileceğiz” gibi enteresan demeçleri hakemi maçtan önce telefon ile araması…

Rakip kulüp başkanı tarafından kasıtlı olarak gerilmeye çalışılan Fenerbahçe takımı, rakibi karşısına tekrar eksiklerle çıktı. Fenerbahçe’nin maça, kağıt üzerinde Selçuk ve Mehmet Topal gibi iki ön libero ile çıkması soru işaretleri oluşturuyordu, çünkü Raul ve Emre gibi iki önemli oyuncusu sakatlıktan çıkamamıştı. Emenike tercihi de diğer bir soru işaretiydi. Buna rağmen Fenerbahçe öyle bir oyun performansı sergiledi ki,  Trabzonspor kendi ceza sahası ve çevresinden çıkamazken, Fenerbahçe meşin yuvarlak diye dolaylı anlatım söz sanatıyla tanımlanan topu kaleye sokmayı başaramadı! Diğer bir ifade ile 113 km koşan Trabzonspor bu mesafeyi kendi kalesi civarında savunmak için kat ederken, 112 km koşan Fenerbahçe ikinci ve üçüncü bölgede bu mesafeyi kat etti. Bunu destekleyen maç istatistiklerinde Fenerbahçe:

Toplam Pas: 548-284

İsabetli Pas: 432-188

Şut: 28-6

Top Çalma: 22-11

Korner: 8-2

Topa Sahip Olma: yüzde 68 – yüzde 32

Bu istatistik verilerine ek olarak iki takımın gol girişimini resmetmek gerekirse:

*GRAFİKLER https://twitter.com/futbolverileri

Trabzonspor kalecisi Hakan Arıkan’ın, Fenerbahçe karşısında yaptığı 10 kurtarışla Süper Lig’de sezonun rekorunu egale ettiği gerçeğine rağmen skor üretememe şansızlığın yanında kendini sorgulamayı da gerektirir. Emenike tercihi özgüveni ve bitiricilik meziyetlerinde geriye gitmişken bir kez daha düşünülmelidir.

Sonuç olarak, Fenerbahçe rakip kale civarında baskı kurarak geçirdiği iç saha maçında iki puan kaybetti. Diğer maçların yanında şampiyonluğun yüzde 50’lik kısmı Kadıköy’deki Galatasaray ve Beşiktaş maçlarından geçiyor. Dolayısı ile bu kayıp önemsenmeli ve eksikler tamir edilmelidir. Yani bu baskılı, istekli ve etkili oyununu geliştirerek skor üretmek için çalışmalar yapmalıdır.

ALO BÜLENT…

Türk futbolu enteresan bir başkan profiline tanıklık ediyor. Siyasi mitinglerde boy göstererek adeta siyasetin merkezine balıklama atlayan, sürekli etrafa “kabadayılanan” bir kulüp başkanı… Maç öncesi “sahadan çekiliriz” gibi saçma bir söylemin ardından maçın hakemini arıyor! Ve o gelişmelerden dolayı maçın hakemi otelde değil Riva’da kampa alınıyor! Aynı kulüp başkanının belli kişilerle olan ve övünerek anlattığı ilişkileri, maddi darboğaza ve borçlara rağmen “bankalardan aldığı kredi” iddiaları bu tür davranışlarının temelindeki “sınırsız özgüven” olsa gerek! “Alo Fatih” ile “Alo Bülent” arasında bir bağ kurmuş olacak ki böyle bir davranışı dahi korunuyor ve delikanlılık olarak nitelendiriliyor!

Bu tür baskı ile maça çıkan Bülent Yıldırım bir dizi hatalara imza attı; Alves, Salih, Sefa, Erkan’a ilk yarım saatte çıkardığı doğru sarı kartların daha doğrularını gösteremedi. Aykut ve Mehmet Ekici’nin rakipleri Diego’ya direkt ve sert girişlerine sarı çıkaramadı! Aynı oyuncular ilerleyen dakikalarda çok rahat sert oynamaya devam ettiler ve sarı kart gördüler! Gözü önünde voleybol smacı sergileyen Constant’a elle oynamayı çalamadı! Maçın hemen sonunda ceza sahası yayı civarında Yatabare’nin Egemen’e yaptığı sert faule düdük çalmaması ise skandaldı! Maçın en tartışmalı pozisyonu ise Medjani’nin Diego’ya müdahalesiydi. Medjani’nin ceza sahası içinde ayakları ve kolları ile Diego’ya müdahalesi çok açık. Buna rağmen Diego’nun kendisini bırakması pozisyonu net olmaktan çıkarıyor!

Kartlarda ve faul standardında bu kadar çarpık bir yönetim gösteren Bülent Yıldırım maç sonunda da bir “ALO” ile daha karşılaşmış mıdır?

SERHAT KILIÇ | UKRAYNA HABER – [email protected] @serhat5407