“Ben yaptım.”

Fenerbahçe futbol takımı, sezon sonlarına kadar öyle ya da böyle taşıdığı bir şampiyonluk yarışını Başakşehir’e 2-1 yenilerek bir kez daha kaybetti.

Diğer bir ifadeyle, spor literatürü içinde yer alan “loser”, yani kaybeden olmaya devam etti. Bu alışılagelmiş sonucu iki açıdan değerlendirmek gerekirse:

KÜÇÜK RESİM
Saha içi taktiksel ve mental olarak aynı sorunları yaşadı durdu Fenerbahçe. Oyuncuların maçlara yeterince psikolojik hazırlık yapmadığından tutun, Vitor Pareira’nın sene başından bu yana ısrar ettiği hantal, aheste, etkisiz orta saha ve oyun şablonuna kadar birçok etken sıralayabiliriz. Dünkü maçta bunun bir turnusol kâğıdı gibiydi. Bu sebeple küçük resim içerisinde daha fazla kaybolmaya gerek görmüyorum…

BÜYÜK RESİM
3 Temmuz süreci ve devamın da kanıtladığı üzere Fenerbahçe sadece ülkenin değil, dünyanın en fazla potansiyeli olan kulüplerinden. Taraftarının bu derece direkt katkıda bulunduğu kulüp azdır. Bu imkânlara sahip bir kulüp yönetiminin ise böylesine bir potansiyeli harcadığı da! Lafı uzatmadan özetle sıralamak gerekirse: 100. yılda şampiyonluk getiren ve Şampiyonlar Ligi’nde yarı final kapısına takımı taşıyan Zico için ” Ona bu şansı ben verdim ve ben gönderdim”, 3 Temmuz sürecinde camiada başkanlık ve teknik direktörlük dahil her şey olan, o şartlarda yalnız başına kalmışken UEFA’da finalin kapısından dönen Aykut Kocaman için “Onu ben getirdim, ben olduğum sürece bu kulübe gelemez”, ” Alex’i ben getirdim, ben tuttum, ben gönderdim”, “Ersun Yanal şampiyon yapmadı, ben oyuncuların parasını ödedim, şampiyon olduk”, ” İsmail Kartal’ı ben teknik direktör yaptım” gibi yüzlerce çarpık ve yanlış ifadelerinin sahibi Aziz Başkan, evet en potansiyel sahibi kulübü kaprisleri ve belli başlı çıkarları ile böyle “loser”, durumuna getiren şahsınız ve yönetim kurulunuzdur.

Kongre üyeleriniz ile gerçek dışı yapay gündemlerinizi haykırma günleriniz gelmiş demektir…

Avutmaya ve avunmaya devam ediniz…

SERHAT KILIÇ | UKRAYNA HABER serhat_kilic_as@hotmail.com @serhat5407

Exit mobile version