Dün akşam 5 gollü ve Beşiktaş’ın 3-2’lik galibiyeti ile biten karşılaşmaya şahit olduk. Maça Beşiktaş’ın hızlı, Fenerbahçe’nin puan avantajını da kullanarak kontrollü pas oyunu ile başlayacağını düşünüyordur çoğu izleyici. Maç başlayınca tam tersi bir tablo görmeye başladık. Oyunu daha önde oynayan ve galibiyet isteyen görüntüsünü yansıtan Fenerbahçe’ydi.
Maç öncesinden başlayacak olursak Pareira’dan derbiye has bir iki tercih sürprizi bekliyordum. Gökhan Gönül ve Caner’in derbi pratikleri gerekçesiyle sahada olabileceğini, Diego ile başlanacağını hissetmiştim. Ancak Pareira sürprizlerin en büyüğünü yaptı, Persie’yi kesip Fernandao ile başlayıp maç öncesi görüntülere de yansıyan krizi derinleştirdi. Neyse Fenerbahçe maça pozisyonlarla ve kontrolü elinde tutarak başlamasına rağmen, çok enteresan iki duran top dikkatsizliği ile iki farklı yenik duruma düştü. Fenerbahçe birkaç dakika oyun disiplininden kopar gibi olsa da kontrolü tekrar eline aldı ve kornerden bu sefer rakip takım oyuncusu Tosiç’in kendi kalesine attığı golle kendine geldi. Markoviç’in kasten sakatlanması ve hakem Halis Özkahya’nın buna faul bile vermemesi sonucu Volkan Şen oyuna girdi, Volkan da aynı şekilde oyuna sürat kazandırdı. Buna rağmen Fenerbahçe özellikle Fernandao ile üç, Ozan ile bir net pozisyonu değerlendiremedi. Beşiktaş ise kazandığı toplarla hızlı atağa çıkarak sonuca gitmeyi denese de final hamlelerinde ayakta kalamadı ve ilk yarı 2-1 bitmiş oldu.
İkinci yarıya Şenol Güneş’in oyunu tutmak adına Necip hamlesi oyunu orta sahaya sıkıştıracak beklentisi oluştursa da, Fenerbahçe pas çevirerek gol aramaya devam etti. Fenerbahçe bu dakikalarda geri dönüş gerçekleştirerek Volkan Şen’in top cambazlığı ve Persie’nin golü ile beraberliği yakaladı. Persie ve sahada çok kötü bir form grafiği çizen Caner tercihleri eleştirilebilir Pareira’nın ve iletişim kurarak Persie krizini aşmalı! Buna rağmen Pareira’nın Ersun Yanal’dan sonra deplasmanda oynattığı cesur futbol ve hücum felsefesi ile övgüyü hak etti. Stoper uyumunu acilen sağlamak ve bireysel hataları minimize edecek savunma tandemini oturtmak zorunda olduğunu hatırlatarak…
HALİS ÖZKAHYA FAKTÖRÜ
Fenerbahçe’nin alacağı galibiyetler ile arayı açabileceği iki haftaya girilmişti! Önce Trabzonspor-Galatasaray maçındaki kararlar, sonra Barış Şimşek’in Fenerbahçe galibiyetine rağmen vermediği penaltılar ve tartışmalı kararlar, Gomez’in rakip oyuncunun yüzünü parçalayan dirseğine kırmızı kart çıkaramayan Fırat Aydınus! Dün akşamki en tartışmalı pozisyonların başında ise Fenerbahçe’nin ikinci golünde topun çizgi dışından çevrilip çevrilmediği tartışmaları geliyordu. Beşiktaşlı oyuncuların yoğun itirazlarına rağmen “topun izdüşümünün” çizgi üzerinde olduğu tekrarında net gözüküyordu. Yıllar önce bir kupa maçında Selçuk Dereli Baki Mercimek’i ısrarla oyundan atmamış Beşiktaş Fenerbahçe karşısında tur atlamıştı. Dün benzerini gördük, gelelim diğer tartışmalı pozisyonlara:
1. Markoviç defans arasına ve üzerine doğru yaptığı süratli koşusundan Ersan’ın net çelmesi ile hakemin önünde indirildi! Hakem Halis Özkahyafaul dahi çalamadı! Serbest vuruş ve sarı olacak pozisyonda Ersan karttan “korunmuş” oldu.
2. Aynı Ersan Gülüm Fenerbahçe’nin net hızlı atağını, kasten rakibini engelleyerek indirdi. Hakem Özkahya ikinci sarı kartını bir kez daha gösteremedi. Gösterdiği takdirde kırmızı kart görecek olan Ersan Gülüm bir kez daha görmezden gelindi.
3. Ama Ersan bununla da yetinmedi, Volkan Şen’in rakibini sürati ile ekarte ettiği anda, Ersan’ın tekmesi ile yere indirildi. Halis Özkahya burada da ikinci sarı kart ve kırmızı kartı çıkarmayarak. Bu dakikada çıkacak olan kart skor olarak geri dönmüş Fenerbahçe’yi sahada oyuncu sayısı olarak da fazla tutacaktı!
4. Daha öncesine gidelim, Beşiktaş’ın ilk golü Kjaer aktif alanda ve müdahale noktasında olduğu için ofsayttı!
5. Beşiktaşın üçüncü golünde gol vuruşunu yapan Gomez, öncesinde rakibi BrunoAlves’i resimde görüldüğü üzere çekerek kendisine avantaj sağladı, fakat Halis Özkahya bunu da görmezden geldi!
6. Beşiktaş’ın ilk yarının uzatmalarında ofsayt gerekçesi ile kesilen hücumunda MarioGomez tıpkı ilk golde olduğu gibi pas rotasında ve aktif alanında olduğu için ofsayt kararı doğruydu.
7. Maçın son bölümünde Persie’nin çok net posizyonu ofsayt olmamasına rağmen kesildi.
8. Maçın 50. dakikasında taç çizgisinde Şener’in bileğine uçarak basan Tosiç’e sarı kart bile çıkmadı.
Tüm bu pozisyonları topladığımızda, futbolun önemli dinamiği hakemlerin nasıl bir maçın sonucuna etki ettiğini görebilirsiniz. Son olarak “Beşiktaş taraftarları futbolun oynanmasına yönelik isteğini, oynamamaya yönelik davranışları “yere yatsana yere yatsana” tezahüratları ile seslendirmiştir hep. Dün akşam uzatma dakikalarında ne hissetmişlerdir acaba…
SERHAT KILIÇ | UKRAYNA HABER – [email protected] @serhat5407
