Ukrayna Savaşı Sayılarla
Ukrayna Savaşı Sayılarla
Ukrayna'daki savaşın birinci yılında Rusya'nın kayıpları.
Dünya

22 Mart 2023 Putin ve Şi’nin ortaklığı ne anlama geliyor?

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Moskova ziyaretinde Vladimir Putin ile Ukrayna için on iki maddelik planını istişare etti ve Pekin'in "tarafsız pozisyonunu" vurguladı. Rusya Devlet Başkanı da barışçıl bir çözümün temeli olarak gördüğü girişimi övdü. Şi pazartesi günü, Çin'in "gerçek çok taraflılık" adına Rusya ile işbirliğine devam edeceğini açıklamıştı. Avrupa basını verilen mesajları yorumluyor.

Siyaset bilimci Vladimir Fesenko, Facebook’ta Şi’nin Moskova ziyaretinin şu ana kadar sansasyonel bir sonuç yaratmadığını yazıyor:

“Bu, hem Çin’in barış çağrıları hem de bazı yorumcuların Moskova ve Pekin’in Batı’ya karşı askeri bir ittifak kuracağı ve Rus ordusunun Çin’den silah ve mühimmat alacağına dair endişeleri (ya da Rus tarafının umutları) için geçerli. Her iki devlet başkanının, ilişkilerinin askeri-siyasi bir ittifak veya blok olmadığı, çatışmacı bir nitelik taşımadığı ve üçüncü ülkelere yönelik olmadığının altını çizen ortak bir açıklama yapmaları anlamlı. Bunun Çin tarafının zorlamasıyla gerçekleştiğine eminim.”

Rusya’nın izolasyonu işe yaramadı

The Times, Şi’nin Moskova ziyaretinin Batı’ya ağır bir darbe vurduğu kanısında:

“Bu hafta Moskova’da gayriresmi ittifaklarını pekiştiren Çin ve Rusya, Batı modeline karşı net bir rakip olduklarını gösterdiler. Üstelik ‘Küresel Güney’deki bağlantısız devletlerin Batı’dan yana saf tutacaklarının da garantisi yok. … İşgalin başından bu yana Şi’nin gerçekleştirdiği bu ilk ziyaret, Putin’i izole etmeye ve Rusya’yı bir haydut devlet olarak sunmaya çalışan Batı’ya yönelik bir meydan okumaydı. Bu aforoz etme sürecine dahil olmamaya ve ABD ve AB ile yaptırım savaşına girmemeye dikkat eden Şi, kendisini özenle bir arabulucu olarak lanse etti. Ancak on iki maddelik planı, Rus birliklerinin Ukrayna topraklarından çekilmesine dair hiçbir şey söylemiyor.”

Öngörülemez bir ittifak

Pravda, Çin her şeyden önce kendi çıkarlarını düşünüyor, diyor:

“Bugün birbirlerine gülümsüyor olsalar da, Çin imparatoru ile Rus çarı arasındaki ilişki hâlâ öngörülemeyen yollara sapabilir. Çin’in Rusya’ya silah gönderdiğine dair endişeler büyüyor. Ancak, Rusya-Ukrayna çatışmasına sürüklenmek Pekin’in çıkarına değil. Alaycı bir şekilde ifade etmek gerekirse: Aslında Pekin, Mariupol üzerinde Rus bayrağının mı yoksa Ukrayna bayrağının mı dalgalandığıyla ilgilenmiyor. Çin açısından esas olan, ucuz Rus petrolü ve diğer hammaddelerin arzının süreceğinin garanti altına alınması. Ve Moskova ile Pekin arasındaki karşılıklı ticaret geliştikçe, Şi bundan memnuniyet duyacaktır. ”

Putin, Pekin’in Lukaşenka’sı oluyor

Radio Kommersant FM, Moskova’nın dünya siyasetindeki konumunun gerilediğini düşünüyor:

“Rusya giderek Asya’daki en güçlü ortağına bağımlı hale geliyor. Pek çok bakımdan fiilen bir hammadde kaynağına ve siyaseten de kıdemsiz bir ortağa dönüşüyor. Elbette Çinli siyasetçiler ve diplomatlar, bunu gereksiz sıklıkta vurgulamayacak zekâya, hünere ve inceliğe sahip. … Aleksander Lukaşenka’nın Belarusu Moskova için neyse, Moskova da yavaş yavaş Pekin için o konuma geliyor. Kendini büyük güç görmeye alışkın bir ülke için hiç de hoş bir tespit değil bu. Ancak, Pekin ve Moskova’nın ekonomik göstergelerini karşılaştırınca ve Kremlin’in uluslararası arenada maruz kaldığı kısmi izolasyona bakınca, kulağa pek de şaşırtıcı gelmiyor.”

Ustalıklı bir diplomasi lazım

Salzburger Nachrichten, Şi’yi Rusya’yı müzakere masasına oturtabilecek bir konumda görüyor:

“Çin, Rusya’nın saldırganlık savaşına bir son veremeyebilir. Fakat, buna yönelik girişiminin bir etkisi olmayacağını söylemek zor. Çünkü Rus ekonomisi fiilen Çin’e bağımlı. Batı’nın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i ikna edebileceği gibi, Şi de Putin’i müzakerelere ikna edebilir. Nihayetinde her şey bir hedef meselesi. Ve hedefler (henüz) örtüşmüyor. Pekin’e göre, Putin’in başarısızlığa uğrayarak devrilmemesi gerekiyor. Batı da savaşın Rusya’ya yaramasını önlemek istiyor. Ustalıklı bir diplomasiyle her iki yaklaşımı da bir araya getirmek mümkün.”

Şi, Putin’i yüzüstü bırakmayacak

De Standartaard, Pekin’in motivasyonunu şöyle açıklıyor:

“Çin, çatışmanın etkilerini hissediyor. Emtia fiyatları arttı, tahıl pahalılaştı ve yaptırımlar Çin mallarının Rusya üzerinden Batı’ya ihraç edilmesi girişimlerini kesintiye uğratıyor. … Yine de Çin, Putin’i yüzüstü bırakmıyor. Ukrayna’nın Batı’nın da yardımıyla bu savaşı kazanması, Şi için bilhassa kötü olur. Zira bu, yeni dünya düzeninde ABD ve müttefiklerinin Avrupa’daki baskın rolünü güçlendirir. Çin’in paylaşmadığı Batılı değerlerin galip gelmesine neden olur. Ve Rusya, olası bir yenilginin ardından parçalanabilir.”

Kötüye işaret

Eesti Päevaleht, Şi’nin tutumunu endişe verici buluyor:

“Şi’nin daha geniş hesabı, Washington ile Tayvan meselesinde yaşanan ihtilafı körükleme ve Batı’nın birliğini bozma arzusunu içeriyor. Ancak, denklemin diğer tarafında da karşılıklı ticari ilişkiler var. Kamuoyunda nasıl algılanırsa algılansın, bu ziyaretin başlı başına gerçekleşmiş olması dahi kötüye işaret. Çin, dünya sahnesinde çatışmaktan çekinmediğini açıkça gösteriyor. Ancak demokratik ülkelerin, otokratik bir devletin güç gösterisinden kazanacakları neredeyse hiçbir şey yok.”

Putin güç göstermeye çalışıyor

El Periódico de Catalunya, Çin’in Rusya’ya değil aksine Rusya’nın Çin’e ihtiyaç duyduğunu söylüyor:

“Vladimir Putin hakkındaki tutuklama kararının ardından, Rusya Devlet Başkanı’nın tecrit edildiği izlenimini çürütecek iki önemli gelişme yaşandı: Mariupol ziyareti ve Şi Cinping ile dün gerçekleşen görüşme. Putin’in, hareket özgürlüğünü kanıtlaması ve Çin ile stratejik ittifakının boyutlarını vurgulaması gerekiyordu. … Başkan Şi, Küresel Güney’deki ekonomik genişleme planını tek başına da sürdürebilir; ancak Rusya’nın, ticaretle Ukrayna krizini birbirinden ayırmaya istekli uluslararası bir arabulucu ve bir koltuk değneği olarak Çin’e ihtiyacı var.”

İşbirliği tehdidi

Süddeutsche Zeitung’a göre bu buluşma, Çin’in Ukrayna savaşında arabuluculuk yapabileceği fikrinin ne denli saçma olduğunu apaçık gösteriyor:

“Herkes için bir kez daha … : Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tutuklama emriyle aranan bir savaş suçu zanlısı ile geçen yaz Birleşmiş Milletler’in raporunda insanlığa karşı suç işlendiği iddia edilen bir ülkenin diktatörü, Moskova’da dostça baş başa oturuyor. Üstelik bu ikisi, yeni dünya düzenine ilişkin atılacak adımları müzakere ediyor. ‘Uluslararası sistemi ve uluslararası düzeni korumak için Çin Rusya’yla işbirliği yapacak,’ dedi Şi Moskova’ya indikten sonra. Bağışlayın ama bu kulağa biraz tehdit gibi geliyor.”

Rusya boyun eğmeye başladı bile

Gazeteci Stanislav Kutcher, Echo tarafından alıntılanan bir Telegram gönderisinde, Rus propagandacıların Rusya’nın “ABD’nin yerine Çin’in vasal devleti’ olması gerektiği tezi karşısında hayrete düşmüş gözüküyor:

“‘Kremlin’in stratejistleri’ artık bağımsız ve kendi kendine yeten bir Rusya seçeneğini hiç hesaba katmıyor gibi görünüyor. … Putin döneminde ilk kez, Rusya’nın dünya siyasetindeki apaçık zayıflamış konumuna dair Rus kulislerinde bu tür mahcup söylemlere denk geldim. Bütün bu ‘siyaset bilimciler’ daha düne kadar ‘Rus dünyasının’ insanlığa yeni bir gündemi kabul ettirdiğini ve ‘Ukrayna’nın Amerikalılara biat ettiğini’ haykırıp duruyorlardı. Bugün ise neredeyse Çin’in boyunduruğu altına girme çağrısı yapıyorlar.”

Ukrayna Haber

Ukrayna'nın, ilk Türkçe haber sitesi.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu
Ukrayna Savaşı Sayılarla
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

BU HABERLER YAZILIRKEN NE MİLYARDER SERMAYE SAHİPLERİNDEN, NE DE ÇIKAR ÇEVRELERİNDEN DESTEK ALMIYORUZ… LÜTFEN REKLAM ENGELLEYİCİYİ DEVRE DIŞI BIRAKARAK SİTEMİZDEKİ GERÇEK HABERCİLİĞE DESTEK OLUNUZ... BU REKLAMLARA TIKLAYARAK GAZETECİLERİN BAĞIMSIZ OLMASINA YARDIMCI OLUNUZ... BAŞKA GELİRİMİZ YOK. DESTEĞİNİZ İÇİN, TEŞEKKÜR EDERİZ. PAYPAL: [email protected]