Ukrayna Savaşı Sayılarla
Ukrayna Savaşı Sayılarla
Ukrayna'daki savaşın birinci yılında Rusya'nın kayıpları.
Medya

ZAMAN’IN 29 YILLIK ÖYKÜSÜ BURADA!

Dokuz dilde basılıyor Zaman memnuniyet düzeyi en yüksek okura sahip gazetedir. Türkiye'nin en çok satan gazetesidir. Uluslar arası tiraj denetim şirketi BPA tarafından denetlenen tek Türk gazetesidir. 17 ülkede, 9 farklı dilde, 2 farklı alfabede sunulan tek Türk gazetesidir.

Zaman, kendisini geliştirme yönünde adım attıkça, fark ettiği veya eksikliğini duyduğu yönlerini de her geçen gün giderek yol aldı. Söz verdiği demokrasi ve adalet ilkeleri çerçevesinde yeni çevrelerin, yeni okur kitlelerinin de sesi olmayı amaçladı.

3 Kasım 1986… Dile kolay, 29 yıl oldu. Halkın gazetesi olmuş, farklı gazete olmuş ama yola çıkarken belirlediği ilkelerden geri adım atmamış.

Birden fazla kuşak, Türkiye’de Zaman’la yol almış; onunla yoğrulmuş, bilinçlenmiş. Yeni nesiller de Zaman’la büyüyor… Bu, şu demek aynı zamanda: Gerçeklerden kopmayan, demokrasiye inancı Zaman sayesinde daha da artmış, özgürlükleri savunan, çoğulcu, toplumun her kesiminden renkleri kabullenen, diyaloğa açık, dünyayı ve geleceği iyi okuyabilen nesillere öncülük etmiş bu gazete. Ve bu inancı artarak devam eden bir yayın olmuş Zaman. Olmaya da devam edecek…

Ankara’da Rüzgarlı Caddesi’ndeki Agah Efendi Sokağı’ndaki bir handa çıkmaya başlayan Zaman, 14 bin 650 okura ulaşmış önce. Zaman’a inanan bu az sayıdaki okur, gazetemizin ilk eleştirmenleriydi. Daha önce çıkmış benzerlerine göre nasıl bir yol alacağı, gazetecilik yapacağı merak konusuydu. Bu şüpheleri kısa zamanda gideren Zaman, inananları hedef alan birtakım planların karşısında durdu. İrtica kampanyaları karşısında yalan haber dosyası gibi gazetecilik örnekleri ile döneme damgasını vurdu. Nerede bir haksızlık varsa camia, cemaat ayrımı yapmadan, haksızlıklara uğrayanların yanında yer alan bu tutumu okurda da makes buldu. 1990’da tirajı 60 bine dayandı. 1995’te 344 bin okurla buluşan Zaman, 2000 krizinin de etkisiyle bu okurlarıyla bir süreliğine uzak düşse de 15. yılını doldurduğu 3 Kasım 2001’deki atılımı ile yeni yüzlerle tanıştı. Yeni okurlar yeni çevreler demekti. Türk basınında her görüşten yazar kadrosundaki çeşitlilikle okur karşısına çıkması Zaman’ın daha geniş çevrelere ulaşmasını sağladı. 25. yılına 1 milyon okurla giren Zaman, bu rakamı uzun süre daha yukarılara da çekti. 1 milyon 300 bin okur kitlesine de dayandı…

Daha fazla Özgürlük ve Demokrasi

Her şeyin başı, klasik bir gazete-okur ilişkisinin dışında ‘vefaya’ dayalı ilişki kurduğu siz sevgili okurlarının sayısının gün geçtikçe artmasıydı. Zaman bu dönemde habercilik anlayışında bir hamle yaptı. Haber ile haber-yorum, haber-analiz ayrımını uygulamaya başladı. Habercilikte de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Spor Yazarları Derneği, Türkiye Yazarlar Birliği, Foto Muhabirleri Derneği gibi gerek mesleki gerek alanıyla ilgili kurum ve kuruluşların ödüller verdiği bir gazete oldu.

Bundan yaklaşık on yıl önce Terörle Mücadele Kanunu’nda yapılan yanlışlıklara karşı duruşu unutulmadı. Türkiye üzerine oynana oyunlar karşısında hep özgürlükler ve demokrasiden yana tavır alarak yayınlarını sürdürdü. Bugün özgürlükleri savunmaya yine devam ediyor. Onun teminatını da Yeni Genel yayın Müdürü Abdülhamit Bilici “Herkes için demokrasi, herkes için adalet” sözleri ile verdi.

Ankara’daki Rüzgarlı Sokak’ta başlayıp merkezini İstanbul’a taşıdıktan sonra uzun yıllar Çobançeşme Kalender Sokak’ta hazırlanan Zaman, 2005 yılında da bugünkü binasına taşınarak daha modern şartlara kavuştu. Teknolojik gelişmelere kısa sürede uyum sağladı. Bu da baskı kalitesini yükseltmesini sağladığı gibi sayfa sayısını arttırmasına da imkan tanıdı. Bunun sonucunda kısa sürede dünya standartlarında bir gazete hüviyetine büründü. O da, yıl yıl saymaya gerek yok, Society for News Design (SND) ve New York Syracuse Üniversitesi’nin ortaklaşa tertip ettikleri gazete tasarım yarışmasında onlarca ödül almasını birlikte getirdi. Türkiye’nin internetteki ilk Türk gazetesi de Zaman’dı.

Bir avuç okur kitlesi ile yola çıkan Zaman, okurlarıyla birlikte çok badireler atlattı. Geride bıraktığı 29 yılın her biri demokrasi bekçiliği ile geçti…

Zaman, kendisini geliştirme yönünde adım attıkça, fark ettiği veya eksikliğini hissettiği yönlerini de her geçen gün gidermeyi bir vazife bildi. Hedef, söz verdiği demokrasi ve adalet ilkeleri çerçevesinde yeni çevrelerin, yeni okur kitlelerinin de sesi olmak. Bu doğrultuda her geçen gün artık bir kitle gazetesi olma yolunda Zaman ilerliyor…


Dokuz dilde basılıyor

Zaman memnuniyet düzeyi en yüksek okura sahip gazetedir. Türkiye’nin en çok satan gazetesidir.

Uluslar arası tiraj denetim şirketi BPA tarafından denetlenen tek Türk gazetesidir. 17 ülkede, 9 farklı dilde, 2 farklı alfabede sunulan tek Türk gazetesidir.

Görsel evrim

Zaman’ın tasarım süreci de yayıncılığının gelişimine paralel olarak gelişti. Büyüdükçe tirajı arttı, tirajı arttıkça daha geniş kitlelere ulaşmanın sonucu, tasarımda da arayışa girildi. 1986’da siyah-beyaz bir gazete olarak başlayan süreçte zaman, teknolojik devrimle birlikte artan görsel beklentinin de zorlamasıyla renklendi. “ciddi gazete renksiz olur” önyargısıyla çıkılan yolda gelişimle birlikte rengin ciddiyeti zedelemeden de kullanılabilecek artı bir değer olduğu ortay açıktı. Önceleri renk unsuru sadece fotoğrafları ve logoyu vurgulamak için kullanıldı. Zaman zaman renklerin fotoğraflardan taşarak yüzeyleri kapladığı da oldu.


Zaman, gücünü okurlarından alıyor

Türkiye’nin en çok okunan gazetesi Zaman, yıllardır en çok satan gazete olma unvanını elinde tutuyor. Zaman’ın bu başarısının ardında doğru haberleri, seviyeli yayın çizgisi ile birlikte okuyucusuna verdiği değer ve okuyucusunun da Zaman’a verdiği önem yatıyor. Türkiye’de abonelik sistemini ilk başlatan gazete olan Zaman, ‘Ortak Akıl Toplantıları’ ile de Türkiye’de bir ilke imza attı. Zaman ayrıca, her sene düzenlediği ‘Okur Buluşmaları’ ile okuyucusunun nabzını tutmaya devam ediyor. Okuyucu buluşmalarında Türkiye’nin birçok il, ilçe ve kasabasına giden Zaman yazarları, okurlarıyla bir araya geliyor, onların sorularını cevaplıyorlar. Yazarlarımız için özel bir yeri olan bu buluşmalarda Zaman’ın üstlendiği tarihi misyon bir kere daha gün yüzüne çıkıyor. Yazarlarımız  bu buluşmalardan güç alıyor, moral buluyorlar.

Her zaman demokrasinin yanında olduk

Hem meslek kalitesi hem ahlak açısından, birçoğunun itibarını sıfırladığı medya mahallesi içinde Zaman Gazetesi’nin dün ve bugün durduğu yeri bazen dostların bile doğru anlamadığını görmek üzücü. Gerçek bu ise; bu gazeteyi hiç tanımayan, ona düşmanca duygular besleyen veya temelsiz önyargılarla yaklaşanların Zaman’ın çizgisini anlaması zor. O halde gazetemizin dün ve bugün nerede, nasıl ve niçin durduğunu anlarsak neden güçlü bir şekilde var olmaya devam etmesi gerektiğinin de cevabını bulmuş oluruz.

Geleneksel olarak her yıl iki kez mutfaktaki tüm yazar, editör ve muhabirlerimizle, Edirne’den Hakkari’ye yurdun her köşesindeki kıymetli okurlarımızla buluşuyoruz. Bazen geniş salonlarda, bazen daha küçük, samimi ortamlarda onlara kulak veriyor, düşüncelerimizi paylaşmaya çalışıyoruz. İçinde esnafın, öğrencilerin, memurların, iş adamlarının, kadınların, çocukların, aydınların, çiftçilerin, emekçilerin olduğu, farklı siyasi, dini, kültürel hassasiyetleri barındıran çok renkli geniş bir aile bu.

Zaman sadece bugün değil, kurulduğu günden bu yana demokrasinin yanında durdu. 1980’lerde temel hak ve özgürlüklerin önünü açan, gerçek bir demokrasiye ulaşma hedefiyle AB’ye üyelik sürecini başlatan Turgut Özal, vesayetçi yapılarla mücadele ederken Zaman yanındaydı.

28 Şubat post-modern darbesi sürecinde irtica kampanyalarına maruz kalanların, başörtülülerin ve tüm dindarların sesi soluğu oldu Zaman. Vesayet karşısında demokrasiyi savunan tavrı nedeniyle gazetemiz 2012’ye kadar Genelkurmay’ın akreditasyonuna maruz kaldı. 27 Nisan e-muhtırasına karşı cesurca tavır alan Zaman, 2008’de AKP’ye kapatma davası açıldığında demokrat duruşun gereği olarak ‘Demokrasiden geriye dönüş yok’ diye haykırdı.

En güçlü bağ aidiyet bağı

“12-13 yıl önceydi. Yine bir abone kampanyası için yollara düşmüştük. O günkü durağım Adıyaman ve ilçeleriydi. Gölbaşı ilçesinde toplantının bitiş saati gece yarısına kadar sarkmıştı. Bitirmek üzereyken ön sıralardan orta yaşın üstünde bir amca ayağa kalktı ve şunları söyledi: “Farkında mısınız bilmiyorum ama sizin en büyük gücünüz bunun gibi toplantılar. Bir gazetenin yöneticisi ilçelere kadar geliyor, gece yarılarına kadar gazetesini anlatıyor” Hakikaten de okurlar açısından Zaman kâğıda basılmış mürekkepten fazla anlamlar taşıyor. En güçlü bağ aidiyet bağı.”

Hayalimizdeki okurla karşılaşıyoruz

“Her yazar, yazarken kafasında bir okur hayal eder ve o okur için yazar. Okur buluşmalarında hayalinizdeki okurunuzla gerçek okurun2uzun ne kadar örtüştüğünü görürsünüz. Benim gerçek okurlarımın, hayalimdeki okura kıyasla daha kadın, daha genç, daha az sorgulayan, daha Anadolu’lu, daha Kürt, daha gözü yaşlı, daha sabırlı olduğunu gördüm hep. Ben, gazete konusunda biraz meczubum. Sahada başka meczupların olduğunu görmek heyecan verdi bana. On yıl önce yazdığım bir yazıdan satırlar aktararak sorular soranlar oldu. İzlendiğimizin farkına vardım. Ama en net olarak şunu gördüm: ‘Biz bu gazeteyi her durumda alacağız, siz işinizi doğru yapmaya bakın,’ dedi bana okurlarımızın gözleri…”

En bariz farkı vefakâr okuyucuları

“Zaman Gazetesi’ni öteki gazetelerden ayıran en bariz husus nedir? Bu suale cevaben zengin ve nitelikli muhteva diyenler de olabilir, abone sistemi diyenler de. Gazeteciliğe getirdiği yenilik ve dinamizm kadar okuru ile kurduğu gönül bağını ifade etmeden verilecek cevaplar eksik kalır. 29 senedir Zaman’ı alıp okumakla iktifa etmemiş, eş dost ve arkadaşlarına tavsiye etmiş isimsiz kahramanları bir kenara not etmek lazım.”

Milyonlar Zaman’da kendini buluyor

“Zaman Gazetesi, okuyucusuyla beraber bir anlam ifade ediyor. Bilinçli, ne istediğini bilen ve sadık bir kitlesi var Zaman’ın. Bu yüzden milyonlara ulaşmakta hiç sıkıntı çekmiyor. Zaman, sadece bir gazete değil, okuyucusu için bir sevda aynı zamanda. Milyonlar, bu sayfalarda kendilerini, kendilerine ait renkleri, desenleri, güzellikleri buluyor. Rahmetli babam, yaşadığı köyde Zaman’ın gönüllü temsilcisiydi. Gazeteyi satır satır okur, değerlendirmeler yapar ve etrafına da tavsiye ederdi. Küçücük köyde şu anda yüzün üzerinde abone var.”


Fikir çeşitliliği medyaya örnek

Zaman, yayın hayatına başladığı günden bu yana farklı dünya görüşlerine sahip kalemlerin, düşüncelerini özgürce yazabildiği bir gazete oldu. Bir orkestrada yer alan enstrümanların, ortaya çıkan müziği değerli kılması gibi, fikirlerini özgürce ifade eden zengin yazar kadrosu da Zaman değer kattı. Haber ve yorumları, sürekli genişleyen yazar kadrosuyla demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin savunucusu olan Zaman, Türkiye’de özgür basının kalesi olmaya devam ediyor.

Hilmi Yavuz: Zaman’da 1997 yılından bu yana aralıksız yazıyorum ve özgürce. Şunu elbette biliyoruz: Her gazetenin, deyiş yerindeyse, ‘kırmızı çizgileri’ vardır ve bu elbette anlaşılır bir şeydir. Özgürce yazdım, diyorum; bu ‘kırmızı çizgiler’i aştığım olmuştur çünkü. Bu gazete, kendimi bağımsız bir yazar kimliğimle tanımlayabilmekte herhangi  bir sıkıntı ya da tereddüde düşmediğim bir gazetedir.

Herkül Millas: 2002 yılından beri, yani on üç yıldır Zaman’da aralıksız yazıyorum. Toplum olarak var olmanın birinci koşulu toplumsal barışın ve uyumun sağlanmasıdır. Farklılığı yok ederek ya da görmezlikten gelerek bunu sağlamak pratikte olanaksız, doğurduğu tepkiler yüzünden tehlikeli ve neden olduğu acılar yüzünden insanlık dışı olduğuna göre, geriye çağdaş toplumların özü sayılan demokratik yöntemlerin denenmesi kalıyor. Zaman Gazetesi’nin bilinçli seçimi barışı önermekten de öte, çok sesliliği bilfiil uygulamak olmuştur.  Doğal olarak ‘çok seslilik’ bütün seslerin duyulmasından da ileri bir anlayıştır: Bütün sesleri dinlemeye açık olmak demektir; ‘bilgi’ ve ‘öğrenmeye’ ve hele eleştiriye açık olmak demektir. Her şeyi bildiğine inananlar farklı ve yeni olana kapalı kalırlar. Zaman gazetesi benim için en rahat ve bütünüyle özgür yazı yazabildiğim bir ortam olmuştur. Burada yakından tanıdığım insanlar da kazancım ve sevincim.

Selim İleri: Zaman’la yolculuğum kaç yıldır… Başlangıç kaygılıydı. Dünya görüşüm, yaşam biçimim… Sonrası yazarlığımın en özgür dönemleri arasında. Bir kez bile aramızda kırgınlık olmadı. Ve Zaman’da birçok aziz dostla tanışma fırsatım oldu.

Ahmet Kurucan: Düşünce özgürlüğü, insanın hiçbir baskı altında kalmadan düşünmesi ve onu ifade edebilmesi demektir. İnsan, özgürlüğü ölçüsünde insandır. Özgürlüğü olmayan insana köle denmesi oldukça manidardır. 1992 yılından beri Zaman’da köşe yazarlığı yapıyorum. Şimdiye kadar düşünce ve ifade özgürlüğüme mani hiçbir engelle karşılaşmadım.

Nuriye Akman: Böyle bir dönemde istediğini yazıyor olmak büyük bir lükstür. Ben buyum ve beni bu şekilde kabul ediyorlar. Bazen gazetenin genel okur fikirlerine aykırı düştüğüm de oluyor ama kimse benim yazılarıma müdahale etmiyor. Bu yüzden şanslı olduğumu hissediyorum.

Şahin Alpay: Zaman, Türkiye’de ifade özgürlüğünün, özgür basının kalesidir. Bu vasfını yıllar içinde giderek güçlendirdi. 13 yıldır bu gazetede düşüncelerimi hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan ifade ettim. Zaman’ın güçlenmesi  demokrasinin güçlenmesi demektir.

Gerçekler Zaman’la anlaşıldı

Zaman, ilk günden itibaren ilkeli duruşu ve kaliteli gazetecilik anlayışıyla bir günün değil her günün gazetesi olduğunu gösterdi hep bize. Her manşeti, tarihe bir not düştüğünün bilincinde atarken, yayınladığı haberlerden her zaman sorumlu olduğunu da unutmadı. Toplum kesimlerinin duyarlı olduğu Hrant Dink, Metin Göktepe ve Engin Ceber cinayeti ile Sivas katliamı gibi önemli kırılma noktalarında sorumlu yayıncılık anlayışından sapmadı. Sorumluların ortaya çıkması ve cezalandırılması için gayret gösterdi. Yalan yazmadı, çizgisinden taviz vermedi. Haberleriyle, yorumlarıyla, üslubuyla sağduyunun sesi olduğunu sürekli anlatıp durdu. Çatışma tezleri kalpleri ürpertirken o, diyalog ve hoşgörünün ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. Biat edenlerin refaha erdiği zannedilen en zor günlerde dahi ‘Demokrasiden geriye dönüş yok’ dedi. Ortaya çıkardığı gerçeklerle yalan bulutlarını dağıtırken, özel haberleri ile hem bugüne, hem düne dair hakikatleri yarınlara aktaran bir köprü işlevi gördü. En zor dönemlerde dahi yazdıkları ile tarihe not düştüğünü hiç unutmadı. Zaman, hep ‘Özgürlük Zamanı’ oldu.

23 Aralık 1988 – 1

Menemen tertipti Dinle ilgisi yok

Zaman, tarihe kara bir gün olarak geçmiş Menemen olayının dini grupların bir katliamı olarak gösterilmesi üzerindeki sis perdesini olayın 58. yıldönümünde dağıttı. Zaman, Menemen olayında şehit düşen yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay’ın yakınları, silah arkadaşları ve Menemen’in önde gelenleri ile yaptığı mülakatlar ve elde ettiği birçok belge ile Kubilay’ı şehit edenlerin dindarlar değil, bilakis esrar kullanmış insanlar olduğunu ortaya çıkardı. İki aylık bir araştırmanın neticesinde elde ettiği bilgileri 7 günlük bir yazı dizisi ile duyuran Zaman, ‘Olay tertipti… Dinle ilgisi yok’, ‘Menemen’de ajanlar cirit atıyordu’, ‘Kubilay’ın evrakları yok ediliyor’ manşetleriyle tarihe not düştü.

2 Mart 1997 – 2

28 Şubat’a tepki

Her zaman demokrasiden taraf olarak kaos ve kargaşa yerine itidali savunan bir üslup benimseyen Zaman, 28 Şubat postmodern darbesinin ardından toplanan ilk Milli Güvenlik Kurulu toplantısına dair siyasi partilerin tepkilerini ‘Demokrasiden dönülemez’ manşeti ile değerlendirdi. Darbe sonrası birçok gazetenin sert ve gerilimi artırıcı manşetler atmasına rağmen Zaman, halkın en çok ihtiyacı olan demokrasiyi ve huzuru salıklayan manşetler atmaya özen gösterdi. Zaman, 14 Aralık 2014 özgür basına darbe girişiminin ardından 21 Aralık 2014 tarihinde de ‘Demokrasiden geriye dönüş olmaz’ manşeti ile çıkarak geçen 29 yıl içerisinde çizgisinde hiçbir değişiklik olmadığını bir kez daha gösterdi.

29 Mayıs 1998 – 3

Susurluk’ta inanılmaz bağlantılar

Zaman, 29 Mayıs günü yayınladığı bilgilerle Susurluk çetesinin ve 90’lı yılların faili meçhullerinin ardındaki derin isim olarak bilinen Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın bağlantılarını ortaya çıkardı. Yeşil’in 95-96 yıllarında gerçekleştirdiği telefon görüşmelerinin dökümlerine ulaşan Zaman, cesur yayın çizgisi ile Yeşil’in Ankara ve Antalya’daki evinden Cumhurbaşkanlığı, MİT Müsteşarlığı, Ankara Jandarma Alay Komutanlığı gibi birçok kurumla yaptığı görüşmeyi gün yüzüne çıkardı.

4 Eylül 2006 – 4

Yassıada’nın 46 yıllık sır belgeleri

Araştırmacı gazetecilik çalışmaları ile her zaman özel haberler peşinde olan Zaman, Yassıada Mahkemeleri’nin yıllar sonra ortaya çıkan belgelerine ilk ulaşan gazete oldu. Mahkemede ihtilalciler, Adnan Menderes ve iki bakanı ile birlikte demokrasinin on yıllık tarihini de yargılıyordu. Ortaya çıkan belgeler arasında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel’in ihtilalden 24 gün önce Menderes’e yazdığı mektupta, “Milletin sevdiği Menderes cumhurbaşkanı olmalı.” ifadeleri yer alıyordu. Zaman Başbakanlık’ın Yassıada belgelerini tek tek tasnif ederek kamunun hizmetine sunmasının ardından arşivdeki ilk araştırmayı yapan ve belgeleri ilk yayınlayan medya kurumu idi.

11 Nisan 2008 – 5

Kapatmaya kayıtsız kalamayız

Gümrük Birliği ve Avrupa Birliği (AB) gibi Türkiye’yi ileriye ve daha demokratik şartlara taşıyacak her gelişmeyi tereddütsüz destekleyen Zaman, bu tutumundan AK Parti hakkında açılan kapatma davasında da taviz vermedi. Zaman, AB Komisyonu Başkanı Manuel Barosso’nun, 14 Mart 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne sunulan AK Parti’nin kapatılması davasının AB üyelik sürecine zarar vereceği yönündeki konuşmasını 11 Nisan 2008 manşetinde ‘Kapatmaya kayıtsız kalamayız’ sözleri ile okuyucusuna duyurdu. Zaman, demokrasiye ve özgürlüklere zarar verecek her türlü kapatmalara karşı tutumunu dershanelerin kapatılması sürecinde de korumuş, 29 Ekim 2013 tarihinde ‘Emsal karar var, dershaneler kapatılamaz’ manşetiyle çıkmıştı.


Türkiye’nin internetteki ilk gazetesi

1993 yılında Türkiye’nin ilk haber sitesi olarak online dünyaya adımını atan Zaman, 22 yılda www.zaman.com.tr internet sitesi üzerinden bir çok yeniliği hayata geçirerek doğru haberi okuyucularına ulaştırıyor.

Gelişen teknolojiyi yakından takip eden Zaman Gazetesi, basılı mecrada olduğu gibi dijital mecralarda da dünya standartlarında habercilik yapıyor. 1993 yılında Türkiye’nin ilk haber sitesi olarak online dünyaya adımını atan Zaman, 22 yıldır www.zaman.com.tr internet sitesi üzerinden doğru haberi okuyucularına ulaştırıyor. Zaman’ın Dijital Medya Servisi’nde her gün üretilen yüzlerce özgün içerik, yeni medya düzeninde ortaya çıkan dijital platformlarda okuyucuyla buluşuyor.

Zaman okuru, zaman.com.tr üzerinden gündemdeki konular ile ilgili derin analizler, çapıcı yorumlar ve son dakika haberlerine rahatça ulaşabiliyor. Ayrıca Zaman’ın internet sitesi mobil uyumlu tasarımı ile cep telefonlarından ve tabletlerinden haber okumak isteyen okuyuculara farklı bir okuma deneyimi sunuyor. Mobil uygulamaları yükleyen kullanıcılar, internet sitesinde yer alan tüm içeriğe hızlı bir şekilde ulaşabildikleri gibi son dakika haberlerinden de bildirim özelliği sayesinde anında haberdar olabiliyor.

FOTOĞRAF VE VİDEO GALERİLERİ

Rutin gelişmelerin fotoğrafları ile özel portfolyoların birbirine karıştırılmadığı Fotoğraf Galeri sayfası büyük beğeni topluyor. Zaman foto muhabirlerinin özel çalışmaları foto-röportaj tadında sunuluyor. Okurlarımız isterlerse haberden kopmadan sayfa üzerinde, isterlerse Fotoğraf sayfasından ilgili çalışma ya da haberin galerisine ulaşabiliyor. Video izleme konusunda da bu iki seçenek geçerli.

E-BÜLTEN

Günlük olarak isteyen okurlarımıza e-mail yoluyla e-bülten’ler gönderiliyor. Sabah ve akşam hazırlanan ve günün özetini içeren bültenler ile zamanı sınırlı okurlarımızın gündemden kopmaması amaçlanıyor.

İNTERAKTİF DOSYALAR İLE HABERCİLİĞE FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI

Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan haber dosyaları interaktif bir şekilde sunularak haberciliğe farklı bir bakış açısı getirildi. Zaman’ın tecrübeli editör ve muhabir kadrosu tarafından hazırlanan ‘Gizlenemeyen gerçek: 17 Aralık’, ‘Sultanahmet can çekişiyor’, ‘İran’ın 17 Aralık’ı’ ve ‘Medyaya Darbe: 14 Aralık ‘14′ gibi birçok haber dosyası http://www.zaman.com.tr/interaktif sayfasında yayınlanıyor.

ZAMAN, SOSYAL MEDYADA DA AKTİF

Facebook ve Twitter gibi sosyal medya sitelerinin kullanımının her geçen gün artması ile birlikte geleneksel medya düzeni değişerek yeni bir boyut kazandı. Bu değişeme de kayıtsız kalmayan Zaman, Facebook ve Twitter başta olmak üzere birçok sosyal  medya sitesinde takipçilerine doğru haberleri ulaştırıyor. Facebook üzerinden de yaptığı haber ve video paylaşımları ile okuyucularına ulaşıyor.

ZAMAN TV ÜZERİNDEN 24 SAAT YAYIN

Zaman TV, 24 saatlik yayın akışı ile internet üzerinde adeta bir televizyon kanalı vazifesi görüyor. Zengin ve özgün içeriklere sahip olan Zaman TV, yayınladığı haber programları, sinema filmleri ve yemek programları ile online yayın dünyasında ön plana çıkıyor. Mikrofon Sende programı ile gündemdeki konulara dair sokaktaki vatandaşın görüşlerine kulak veren Zaman TV, Yemek Bahane programı ile ise kamuoyu tarafından tanınmış isimlerin mutfaklarına misafir oluyor. Ayrıca Bekir Salim’in atışmalarını Babacanlar isimli programda Zaman TV sayfalarına renk katıyor.

Gelişerek değiştik

YAZARLARI DİNLE

Köşe yazılarını profesyonel spikerler okuyor. Dileyen okurlar, köşe yazılarını siteden ve uygulamalardan ulaşabiliyor. Ayrıca Podcast uygulamasını akıllı telefonuna indiren kullanıcılar, Zaman kanalından köşe yazılarının sesli arşivine ulaşabiliyor.

PLAY GAZETECİLİK

Zaman, arama motoru Google’ın online mecralarda yayın yapan gazete ve dergileri bir araya getirdiği Google Play Gazetecilik uygulamasına ilk giren yayıncılardan biri oldu.

FİNANS VERİLERİ ZAMAN’DAN TAKİP EDİLİR

Finans sayfasında yer alan detaylı ekonomi verileri birçok sektördeki okuyucularımıza ışık tutuyor. Borsa İstanbul, şirketler, dolar ve altın kurları Zaman Finans sayfasından anlık takip edilebiliyor.

HABERDEN DE ÖTE

Zaman, dijital platformlarda habere odaklanmanın yanısıra görünse de oyun ve araba sayfaları ile okuyucularının birçok ihtiyacına cevap verecek sayfalar üzerine de çalışıyor. Oyun sayfası ile çocuklar için eğitici zeka oyunları sunuluyor. Araba sayfasında ise Türkiye’nin 81 ilinden girilen satılık araba ilanlarına ulaşılabiliyor.


Antalya büromuzu ziyaret eden Fatoş Everekli, Zaman’ı ilk kez, 14 Aralık 2015’te Ekrem Dumanlı gözaltına alındığında bayiden satın aldığını anlattı.

‘Cumhuriyet kadınıyım destek için geldim’

Zaman gazetesinin demokrasi ve özgürlükten yana yayın politikasına toplumun farklı kesimlerinden destek geliyor. Koza İpek Medya Grubuna polis zoruyla el konulduğu gün Zaman Gazetesi Antalya Bölge Yayın Temsilciliği’ne çat kapı gelen Fatoş Everekli’nin ifadeleri bu anlamlı desteklerden sadece biri. Emekli öğretmen olduğunu söyleyen Everekli’nin eşi doktor. Ve kendi tarifi ile tam bir Cumhuriyet Halk Partili (CHP) bir aile. Mevcut AKP iktidarı döneminde ve özellikle son yıllarda artan hukuksuzluklara çok üzüldüğünü kaydediyor. “Hükümetin medya kurumlarına baskı yapmasına kızgınım. Zaten doğru düzgün ve tarafsız haber veren gazete kalmadı.” diyen Everekli, geçen yıla kadar hiç Zaman okumamış. 14 Aralık 2014’te Zaman’a polis baskını yapılıp gazetenin Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı gözaltına alınınca Zaman almış. Haberlerini beğendiği için sonrasında gazeteyi bayiden düzenli almaya başlamış. Gazetemizi çok beğenerek okuduğunu ve düzenli olarak alacağını  ifade ediyor.


Düşünce dünyamıza kalite ve renk katıyor

Geniş bir okur kitlesine ve yazar mueıhirzu sahip Zaman’ın 29 yılını, gazeteciliğin duayen isimleri değerlendirdi. Gazeteci-yazar Prof. Dr. Mehmet Altan, “Zaman, demokrasinin gerekli olduğu şu kritik dönemlerde kritik bir rol üstlendi.” dedi. Yazar Nuray Mert  4 Ocak 1996’da Zaman’ın yorum köşesinde kaleme aldığı, “Demokrasinin iki koşulu. Toplumsal mutabakat ve siyasal muhalefet” başlıklı yazısını hatırlattı. Mert, “Kim derdi ki, gün gelecek, o zamanlar baskı altında tutulanlar, daha beterini yapacak!” ifadesini kullandı. Prof. Dr. Osman Özsoy, Zaman’ın Türk basınının ender gazetelerinden biri olduğunu dile getirirken, Rotahaber Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık, “Zaman gazetesi, Türkiye’de mantığın, tutarlılığın ve ölçülü hareketin sembolü oldu.” diye konuştu. Gazeteci yazar Nazlı Ilıcak ise, “Zaman duruşuyla ve yorumlarıyla, fikir dünyamıza farklı bir renk kattığı için, benim açımdan büyük önem arz ediyor.” şeklinde konuştu.

Zaman Gazetesi, bünyesine katılan yeni yazarlar ve yeni okurlarla birlikte 29. yılını kutluyor. Usta yazar ve gazeteciler Zaman’ı değerlendirdi. İşte o değerlendirmeler:

Prof. Dr. Mehmet Altan: “Zaman Gazetesi 29 yıllık ömründe önemli bir değişim sürecini de beraberinde içselleştirdi. Doğup, büyüyüp, ergenliğini aşıp, gençlik noktasına gelen bir birey gibi… Başlangıçtan bu yana çizgisi incelenirse bu değişim net görünür. Şu an itibariyle demokrasinin herkes için en güvenceli şemsiye olduğu noktasına, biraz da hayatın zorlaması ve Türkiye’nin ürkütücü son döneminin de desteğiyle gelip demir attı. Başarılarının devamını temenni ediyorum. Demokrasinin gerekli olduğu şu dönemde kritik bir rol üstlendiğini düşünüyorum.”

Prof. Dr. Osman Özsoy: Türkiye Cumhuriyeti’nin son çeyrek asrından Zaman Gazetesi’ni çıkarırsanız, geleceğin tarihçilerinin ve sosyologlarının işini çok zorlaştırırsınız. Üniversitelerde tez çalışmalarında bile, yaşanan hadiselerin öteki yüzünü görme açısından Zaman Gazetesi taranması istenen gazeteler arasında öncelikli olanlar arasındadır. Zaman gazetesi kimi zaman okuyucusunun bile tepki göstermesi pahasına, aykırı seslere sayfalarını açan Türk basınının ender gazetelerinden biri oldu. Zaman’da köşe yazan gazetecilerin ortak dile getirdiği  en önemli nokta, yazılarına müdahale edilmediği ve özgür biçimde düşüncelerini yansıttıkları oluyor. İnsan yaşarken tarihsel süreçlerden geçtiklerini fark etmezler. Zaman gazetesini çıkaran kadronun da, ona sahip çıkan okuyucunun da, gelecekte tarihçiler tarafından farklı değerlendirildiğini ömrü olan görecetir. Zaman almak sadece günlük bir gazete satın almak değil, bu ülkenin geleceğine de imza atmaktır.

Nuray Mert: Demek 29 yıl oldu Zaman yazı hayatına başlayalı! Bu vesile ile ben de Zaman’ın Yorum sayfası için yazdığım ilk yazıyı hatırladım. 4 Ocak 1996 tarihli yazımın başlığı: “Demokrasinin iki koşulu. Toplumsal mutabakat ve siyasal muhalefet.” Yazının girişindeki bir cümleyi okuyunca, inanın içim acıdı; “Toplumsal mutabakatın zorla sağlandığı veya diğer bir deyişle, zora dayalı bir yöntemle mutabakatın sağlandığı varsayılan sistemler, çeşitli totaliter sistemlerdir”. O zaman bu satırları, bambaşka bir ortamda, aklımda o dönemin siyasal ortamı ve baskıcı yaklaşımı olarak yazmıştım. Yazının sonlarında, ‘son seçimlerde, siyasal partiler seçmenleri mobilize etmek uğruna, din konusunda, açıkça toplumsal savaş stratejisi uyguladılar’ diye bu ortamdan bahsediyorum. Kim derdi ki, gün gelecek, o zamanlar baskı altında tutulanlar, daha beterini yapacak! Dahası, 19 sene sonra Türkiye’de bu tartışma ve kaygıları geride bırakmış olmak varken, daha beteri içinde boğulacağız maalesef.

Ünal Tanık: Çıktığı günden bu yana yayınlarını takip ediyorum. Çizgisinden ödün vermeden, sürekli kendini kontrol ederek yaptığı yayınlarla ülkede aklıselimin temsilciliğini yaptı. Zaman’sız bir Bab-ı Âli’yi veya Zaman’sız bir medyayı kısır, mantıktan uzak ve ölçüsüz hareket etmek diye niteliyorum.

Yasemin Çongar: Zaman, 29 yılda kendi içinde çeşitlilik arz eden yazar kadrosuyla ve dışarıdan katkılara da açık olan yorum sayfalarıyla Türkiye’de çok sık karşılaşmadığımız bir yazı ve analiz kalitesi sundu okurlarına. İncelikli eleştiri yazılarına ve yazarlarla nitelikli söyleşilere yer veren Kitap Zamanı’nı da burada özellikle selamlamak isterim. Ancak şu anda Zaman’ın Türkiye için asıl önemi, büyük bir siyasi hesaplaşmanın hedeflerinden biri yapılmış olması ve susturulmak, kapatılmak, havuza dahil edilmek istenen medya organları arasında yer almasıdır. Zaman’ı bu tehdide karşı savunmanın, gazetenin habercilik anlayışı ve fikriyatı hakkındaki görüşü ne olursa olsun ifade ve basın özgürlüğünü savunan herkes için, hepimiz için bir görev olduğunu düşünüyorum.

Nazlı Ilıcak: Zaman Gazetesi, Türk medyasına beyaz ve aydınlık mizanpajıyla yenilik getirdi. Hiçbir zaman fikir gazetesi için gerekli olan ciddiyetten ayrılmadı.  Haberleri teferruatlı verdi. Üstelik kimsenin üzerine eğilmediği meseleleri de ele almaya özen gösterdi. Fikir gazetesi olduğu için elbette bir çizgisi var; öncelikleri var. Çoğu kez, sahip olduğu değerler manzumesinin ve inançlarının Zaman’ın sayfalarına yansıdığını görüyoruz. Zaten fikir gazeteleri belirli bir düşüncenin mücadelesine kendini adamıştır. Bu yönüyle Zaman’ı eleştirenlere rastlıyoruz. Lâkin duruşuyla ve yorumlarıyla, fikir dünyamıza farklı bir renk kattığı için, Zaman, benim açımdan büyük önem arz ediyor.


Zaman Arapça sitesine büyük ilgi

Zaman ailesine bir süre önce katılan Zaman Arapça özellikle Türkiye’yi yakından takip eden Ortadoğu ülkelerinde büyük ilgi görüyor. Zaman arapça internet sitesi Türkiye gündemini birinci ağızdan ve tarafsız bir şekilde Arap dünyasına ulaşıyor, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri de en kısa sürede okuyucularına aktarıyor. Tarafsız çizgisini 28 yıldır sürdüren Zaman Gazetesi’nin tecrübesinden faydalanan ‘Zaman Arapça’ Türkiye’den haberlerin yanı sıra Arap dünyası ve dünyadaki gelişmeleri de anbean okuyucularına aktarıyor. Uzun yıllar Mısır’da kalan ve ‘Zaman Arapça’nın editörlüğüne getirilen deneyimli gazeteci Cumali Önal, Türkiye’nin bölgede nasıl yanlış ve eksik tanındığına uzun yıllar kaldığı Mısır’da şahit olduğunu söylüyor. “Kaynaklar genellikle Batı menşeli. İnsanlar Türkiye’deki en basit bir haberi dahi ağırlıklı olarak Batılı haber ajansları ve medya organlarından öğreniyordu. Her ne kadar son yıllarda El Cezire televizyonu birinci ağızdan Türkiye’deki gelişmeleri verse de, Türk bir medya kuruluşunun bu alandaki eksikliği fazlasıyla hissediliyordu.” diyor.


Ekran başında saatlerce beklenen ilk reklam

Zaman gazetesi yayın hayatına başladığında, Ankara’nın Rüzgârlı Sokağı’nda, Uçar Han denilen bir yerde, mahalli gazeteden bozma bir binada hazırlanıyordu. 3 Kasım 1986 tarihine kadar ‘Adalet’ gazetesi olarak provalarını yaptı. Normalde 3 Kasım tarihinden önce okuyucuyla buluşacaktı. Fakat, aynı binanın hemen üst katında, Bekir Coşkun yönetiminde başka bir ‘İslamcı Muhafazakar’ gazetenin hazırlıkları sürüyordu. Onlar arasında Mehmet Şevket Eygi, Rahmetli Ahmet Kabaklı, Zeki Ceyhan gibi isimler yer alıyordu. Zaman Gazetesi onları, onlar Zaman’ın çıkışını beklerken tarih 3 Kasım’a kadar uzadı.

Zaman gazetesinin çıkışı, medya dünyasında bir türlü kabul edilemedi. Muhatap almak istemiyorlardı. Zaman çalışanları da kendilerini kabul ettirebilmek için olağanüstü bir gayret gösteriyordu. Daha ilk kuruluşundan beri Zaman’a, neredeyse çalışanlarından fazla sahip çıkan okuru oldu. Dağıtım problemi yüzünden bayi bayi gezen okurların şikayetini hatırlıyorum. Sarıyer’deki bir okuyucu, bayi bayi gazete ararken Sultanahmet’e kadar gelmiş! Medya dünyasının kabulde zorlandığı Zaman’ı bayiler de kolay kabul edemedi. Sürekli tezgah altında tutuyor, ancak ısrarla isteyen okuyuculara veriyorlardı.

Gazetenin reklamına TRT’de yayınlanmasının da uzun uzun hikâyeleri var. O dönemde TRT her reklamı kabul etmezdi. Reklamlar ‘Denetim Kurulu’ndan geçerdi. Zaman için hazırlanan (sanıyorum) 15 saniyelik bir reklam bize dünyanın en önemli hadisesi gibi geldi. Tik tak ederek sarkaç gibi sallanan bir saat ve o arada “Gerçekler Zaman’la anlaşılır!” anonsu. Seyretmek için saatlerce beklenen ama neredeyse başlamasıyla bitmesi bir olan bir reklam.

O dönemde, Zaman okurlarının çoğunun evinde belki televizyon bile yok ve insanlar Zaman reklamını seyredebilmek için televizyon olan kahvelere, pastanelere gidiyorlar. Gazetenin birinci sayfasından “Bu akşam TRT 19 haberlerinde gazetemizin reklamı yayınlanacaktır!” diyerek duyuru yapılıyor. Okuyucular, günlerce TRT’de yayınlanan bu Zaman reklamını konuşuyorlar.

Daha sonraki dönemlerde de TRT’de yapılan Zaman reklamları benzeri sıkıntılarla yayınlandı. Reklamın yayınlandığını görünce sevinçten ağlayanlar oldu. Bu dönem, Zaman reklamlarının yayınlanmasında rahmetli Ferdi Yücedağ’ın çok büyük katkıları oldu. Bu vesileyle kendisini rahmetle anıyorum.


Sükutun Çığlığı’nı herkes duydu

Yayıncılık alanında olduğu gibi reklamlarıyla da adından sıkça söz ettiren Zaman, sadece kendi marka değerine katkıda bulunan değil, sosyal sorumluluk düşüncesi ile hareket ederek, barış, uzlaşı ve hoşgörü iklimine katkıda bulunan reklam filmleri ile tarihe not düştü. Her yeni yayın döneminde yayınlanan reklam filmleri ve sloganlarıyla büyük yankı uyandırdı. ‘Yaftalamadan Düşün’ derken, peşin hükümlü olmayın ve karşınızdakini anlamaya çalışın mesajı veren Zaman, ‘Kardeşlik Zamanı’ sloganı ile tüm Türkiye’ye birlik ve beraberlik çağrısında bulundu. Basına yönelik baskıların arttığı bir dönemde cesurca, ‘Basın Yazmazsa Kim Yazar’ diye haykırırken, reklam kampanyaları sansüre uğradığı dönemde ise ‘Sükûtun Çığlığı’ diyerek susarak da çok şey anlatılabileceğini gösterdi.

Dünden bugüne reklam filmleri

‘Yaftalamadan Düşünün’ kampanyasında hazırlanan reklamlar, önyargı ve yaftalamanın yanlışlığı üzerine kurgulandı. Yapımda, ‘Hangi görüşe mensup olursanız olun, insanlar hakkında peşin hüküm vermeyin ve onları anlamaya çalışın’ mesajı verildi.

Günümüz toplumunda birbirini anlamayan hatta anlamak için çaba göstermeyen ve bunu da ‘Zamanım yok’ gibi çeşitli bahaneler arkasına sığınarak yapan insanlara ‘Aslında Zamanınız Var’ diye seslenen kampanyada ise özellikle karşıt görüşler sözkonusu olduğunda daha hoşgörülü olmamız gerektiği vurgulandı.

‘Bir gazete ne yapsa 1 milyon okuru olur?’ kampanyasında ise daha öncekilerden farklı olarak Zaman, dağıtımcıların gözünden anlatıldı. Gazetelerini yaklaşık 1 milyon okura ulaştıran Zaman gazetesi dağıtımcılarının gerçek hikâyesinin anlatıldığı reklamda, ‘İyi gazete insanların ayağına gelir’ sloganı kullanıldı.

‘Kardeşlik Zamanı’ sloganıyla yürütülen reklam kampanyası, yayınlandığı dönemde çok yankı uyandırdı. Bu reklamla, Edirne’den Kars’a kadar el ele tutuşma, sonra o kenetlenmiş görüntüyle yeryüzüne kardeşlik şarkısı söyleme arzusu yansıtıldı. ‘Kardeşlik Zamanı’ filmi bir kardeşlik çığlığıydı.

Basına yönelik baskının arttığı bir dönemde ise  ‘Basın Yazmazsa Kim Yazar’ sloganı ile vicdanlara seslendi Zaman Gazetesi. 17-25 Aralık sürecinden sonra medyaya yapılan baskılara ve kamuoyunun vicdanında derin yaralar açan olaylara vurgu yapmak için, gazete manşetlerinden oluşan ve ‘Basın Yazmazsa Kim Yazar’ sorusunu cesurca soran reklam filmi, maalesef ülkede oluşturulan korku iklimi nedeniyle birçok televizyon kanalı tarafından yayınlanmadı.

Sükûtun Çığlığı/ Sessizliğin Çığlığı

Bu yılın sonbahar reklam kampanyası ise artık basına yönelik baskının ve zulmün zirveye ulaştığı bir dönemde, susarak da çok şey anlatılabileceğini vurguluyor. Bir önceki sene ‘Basın Yazmazsa Kim Yazar’ sloganıyla yürütülen kampanyada yaşanan televizyonlarda yayınlanmama sorununa da vurgu yapan ‘Sükûtun Çığlığı’ kampanyası kapsamında, birbirinden farklı ve dikkat çekici 5 reklam filmi hazırlandı. Sadece görüntülerden oluşan, dış ses ve metin içermeyen filmler, adeta sessizliğin çığlığı olarak haykırıyor.

Buradan hareketle hazırlanan reklam filmlerinde; ‘Her fırtınanın, tufanın er geç biteceği’, ‘Her kara kışın, bir kardelen ile baharla müjdeleneceği’, ‘Susuzluktan kuruyan, çoraklaşan toprakların yağmur ile bereketleneceği’, ‘Ormandaki puslu hava dağıldıktan sonra, güzelliklerin açığa çıkacağı, ‘Şehirdeki kargaşanın, bir bebek gülüşüyle hafifleyebileceği’ temaları üzerinden, ‘Hiç merak etmeyin bu günler de geçecek’ mesajı veriliyor. 5 farklı reklam filmiyle, ülkemizde yaşanan antidemokratik sürecin de gelip geçici olacağı, demokrasiden dönüşün olmayacağı ve bu süreçte Zaman’ın yerinin her zaman demokrasiden, hoşgörüden yana olacağı vurgusu yapılıyor.


Logolar nasıl değişti?

FEVZİ YAZICI – Zaman Görsel Yönetmeni

Köklü her kurumun veya markanın logosunda bir evrimden söz edilebilir. Kimisi aşamalı ve küçük değişikliklerle bu evrimi gerçekleştirir kimisi de bütün handikaplarına rağmen daha cesur davranır ve geçmişle olan bağı zedeleme pahasına yepyeni şeyler dener. Bu açıdan baktığımızda Zaman belli dönemlerde sınırları zorladı diyebiliriz. Bu durumu günün şartlarına uyum sağlama gayreti olarak da değerlendirmek mümkün. İlk başlarda siyah-beyaz, sonraları bold ve renkli ardından bugünkü iki rengi bir araya getiren hali gazeteyi temsil etti. Bugün olduğu gibi kuruluşunda da entelektüel ağırlığını yansıtacak serifli (tırnaklı) fontlar tercih edildi ta ki okur gazeteyi tanımasa da içeriği hakkında fikir sahibi olsun. Teknolojik gelişimle birlikte ilginç denemeler yapıldı ancak bunlar her zaman doğru sonuçlar doğurmadı. Özellikle ZAMAN yazısının altına deforme bir şekilde yerleştirilen dünya haritası 90’lı yıllarda gazetenin kimliğini oluştursa da okurla doğru bir iletişim kuramadı. Daha sonra genel trende paralel bir yaklaşım sergileyerek ekstra bold fontlar sahneye çıktı. Nispeten sade olmasına rağmen bu kadar bağırır görünmesi ancak o günün şartlarıyla izah edilebilir. Zaman ilerledikçe sektörde rakiplerden ayrışma ihtiyacı ağır bastı ve halen kullanılan mavi ve turuncu logoya gelindi. Hem bayide diğer gazetelerden farklılaşmış olundu hem de mavinin oluşturduğu ‘güven’ duygusunun avantajı kullanıldı. Mavinin soğuk duruşu turuncunun eklenmesiyle genç, sıcak ve dinamik bir görünüm ve kimlik elde edildi. 90’ların başında logoya özgünlük katan kum saati modernize edilerek geçmişle de bir bağ kurulmuş oldu. Kum saati gazeteyle o kadar özdeşleşti ki kum saati denince Zaman, Zaman denince kum saati akla geliyor.


Zaman’la yaşayanlar

Zaman 29 yılını geride bıraktığı yayın hayatında, varlığını anlamlı kılan binlerce okura ulaştı. Zaman’ın vefalı okurları, ülkesinin derdi ile dertlenmeyi, doğruları öğrenme ve öğretmeyi cehaletle mücadele bildi ve her yeni gazeteyi bu şuurla okudu, okuttu. Öyle okurlar vardı ki gazetesini okumakla kalmayıp kasaba kasaba gezerek yeni okurlar bulmayı görev bildi.

Zaman’la büyüyenler

Melih Güngör, Zaman Gazetesi’yle ilk tanıştığında henüz sadece gazetenin fotoğraflarına bakabiliyordu. Güngör, Zaman’la okula başladı, okumayı öğrendi. Yıllar ilerledikçe hayatı da öğrendiğini belirten Güngör, ‘okumayı okulda, dünyayı Zaman’da’ öğrendim diyor. Güngör, “Lise yıllarımda büfeden aldığım gazeteyi, yol boyunca kolumun altında gururla taşıdım. Üniversite yıllarımda aktif takip etmeye başladığım ülke ve dünya gündeminde rehberim hep Zaman’dı. Şahin Alpay’ların, Ali Bulaç’ların köşelerinde can verdiği daha özgür bir Türkiye fikri zihin dünyamda Zaman’la inşa edildi. Kendimi tanıdığım günden beri, tek bir parti tarafından yönetildik. Zaman olmasaydı demokrasinin, özgürlüğün, farklı görüş ve seslere saygının gerçek manasını anlayamazdım.” ifadeleri ile özetliyor 25 yıllık ömründe Zaman’ın yerini. Zaman’ın ilk yıllarına yetişemediğine olduğunu belirten Güngör son Zaman’ların ise en heyecanlı ve dinamik takipçilerinden. Güngör, Türkiye’de demokrasiye inancını Zaman sayesinde diri tuttuğunu da not düşmek istiyor.

Zaman’la olgunlaşanlar

Cengiz Kocaman, 29 yıl önce Zaman Gazetesi’ne abone olduğunda 24 yaşında Bursa’nın bekâr, yakışıklı bir delikanlısı idi. Zaman’a kuvvetli hislerle bağlanan Cengiz Bey fahri gönüllü olarak Zaman’ın Bursa’daki ilk dağıtıcısı oldu. O yıllarda Bursa’da 60 kadar abonesi olan Zaman’ı, her gün ücret almaksızın 6 saatte dağıttı. Zaman’ın kendisi için olmazsa olmaz olduğunu söyleyen Kocaman şuan 53 yaşında, 3 çocuk babası 29 yıllık bir Zaman okuru. Kendisine Zaman hakkındaki düşünceleri sorulduğunda sesinin tonu değişen Kocaman, “Zaman adeta hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş, o kadar ki fotoğraf albümlerimize dahi baktığımızda çocuklarımızın ellerinde, hep Zaman Gazetesi var” cümlelerini kuruyor. Yazarımız Hekimoğlu İsmail’e verdiği bir hediyeye, yazarımızın yazdığı teşekkürü de unutmamış Kocaman; “O kadar işinin içinde basit bir hediyeye bile vakit ayırıp teşekkür göndermiş. Zaman’ın yazarlarının bu nezaketi, beni duygulandıran hatıralardan.”

Zaman’la yaşlananlar

İzmir Torbalı’da yaşayan Feridun Acar Zaman’ın ilk abonelerinden. Acar, Zaman okumaya başladığında 39 yaşında terzilik yapmakta idi. Şu an 68 yaşında olan Acar, 29 yıldır Zaman’ın sesinin daha çok kişiye ulaşması için emek veriyor. Bu bağlamda yıllardır Zaman’a abone bulmayı kendine adeta görev edinen Acar, Torbalı’da  5 abone ile çıktıkları yolda şuan binlerce haneye ulaşmış. İlk yılların çok çileli geçtiğini aktaran Acar, “Torbalı merkezde kapı kapı dolaştım. İstediğim aboneye bir türlü ulaşamadım. Köylere giderek yeni simalar aradım. Oradan da boş dönünce yanından geçtiğim mezarlığa girerek elimdeki gazeteleri mezar taşlarına bıraktım. O gün orada yaptığım, ‘Ya Rabbi dirilere bir şey anlatamadık. Ölülere bari bir şey anlatma fırsatı nasip eyle’ duam yıllar içinde kabul oldu. Şu an da 2 binleri geçtik.” diyor.

HABER: CEMAL KALYONCU, ESAT ÖZEN, MELİKE SÖNMEZ, SALIM SERDAR KÖKSAL, TUNCER ÇETİNKAYA, SÜLEYMAN KAYHAN, MELİKE SÖNMEZ, HASAN SUTAY, MELİKE SÖNMEZ, ESAT ÖZEN – ZAMAN

Ukrayna Haber

Ukrayna'nın, ilk Türkçe haber sitesi.

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Ukrayna Savaşı Sayılarla
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

BU HABERLER YAZILIRKEN NE MİLYARDER SERMAYE SAHİPLERİNDEN, NE DE ÇIKAR ÇEVRELERİNDEN DESTEK ALMIYORUZ… LÜTFEN REKLAM ENGELLEYİCİYİ DEVRE DIŞI BIRAKARAK SİTEMİZDEKİ GERÇEK HABERCİLİĞE DESTEK OLUNUZ... BU REKLAMLARA TIKLAYARAK GAZETECİLERİN BAĞIMSIZ OLMASINA YARDIMCI OLUNUZ... BAŞKA GELİRİMİZ YOK. DESTEĞİNİZ İÇİN, TEŞEKKÜR EDERİZ. PAYPAL: [email protected]