Maçtan bir gün önce başkan Aziz Yıldırım; “Kazanacağız, ayakları titrer oynayamazlar.” demişti. Rakip için gereksiz motivasyon sağlayıcı açıklama diye düşünürken maçın ilk yarısında gördük ki Galatasaray takımı oyuncularının gerçekten ayakları titriyordu; hiç ileri oynama niyetleri yoktu, bu durumda Fenerbahçe ise büyük oranda “derbi motivasyonu” kaynaklı agresif ve etkili oynayarak başladı oyuna. Oyun tamamen Galatasaray alanında geçiyordu.
Kadro tercihlerine baktığımızda iki hoca da kolay geçilebilecek orta saha tercihleri yapmıştı. Galatasaray orta sahası daha çok topa hâkim olacak gibi iken, Fenerbahçe takımının daha kopuk görüntü çizecek görüntüsü vardı kâğıt üzerinde. İşte bahsettiğim derbi motivasyonu ile Diego başta diğer oyuncular hem çok top kazandı hem hücuma diğer maçlara oranla daha hızlı çıktı. Nitekim Diego’nun golü de hızlı çıkılan kanat akını ile geldi. Eksik olan ise Souza’dan sağ ön iç oldurma çabası tekrar tutmadı, maç boyunca kendisine sabır ile yaklaşılınca yenilen golde de hata yapan oyuncu olarak tepki topladı.
Önceden de değindiğimiz gibi Fenerbahçe orta sahası oyuna sürekli hükmedip hücum üretkenliği sağlayamaz bu düzende, işte bundan dolayı olsa gerek Fenerbahçe topu rakibe bırakıp ikinci ve üçüncü bölgede ani presler ile top kazanıp ileri üçlüyü çabuk şekilde topla buluşturmak zorunda. Dün bu strateji ile oynadı Fenerbahçe, doğruyu yaptı ve geniş alanlar ve pozisyonlar buldu. Lakin fişi çekecek ikinci golü bulamadı. İşte bunun nedeni doğru stratejiyle oynarken sistemin çarkları yanlış seçiliyor. Hadi maça başlamadınız; ikinci yarıda Ozan, Alper gibi o çıkışları yapabilecek ve geri dönüşleri de becerebilecek oyuncuları neden oyuna dâhil etmez Pareira? Üstüne üstelik şaşırtacak biçimde iyi oynayan Diego oyundan çıkarılınca Pareira elindeki galibiyeti hediye etmiş oldu ve maç 1-1 berabere bitti.
KONDİSYON VE MOTİVASYON DENGESİ
Kimi zaman motivasyonunuz yenik düşer kondisyon ve devamlılığınız eksik ise; bunu sezon başından beri yaşıyor sorun olarak Fenerbahçe. İkinci yarı puan durumlarına bakılınca sondan altıncı sırada olan Fenerbahçe. Galatasaray’a karşı da 70. dakikadan sonra geri yaslandı, tek bir pozisyon verdi denilebilir yan toptan; onda da inanılmaz savunma hatası ile sahanın en kısası Olcan’dan kafa gölü yiyerek sahadan beraberlikle ayrıldı. Volkan yere bir kez yatmıştı ve o pozisyon beraberlik golü idi. Açıkçası Galatasaray ve Hamza Hamzaoğlu, Aziz Yıldırım’ı haksız çıkarabilseydi, yani ofansif ve korkusuz oynasaydı daha zevkli bir maç izlenebilirdi.
PAREİRA VERİLERİ
Çok önemli bir veri var: o da Fenerbahçe takımının maçların ilk yarılarında 11 gol atıp 2 gol yerken, ikinci yarılarda 3 gol atıp 7 gol yediği. İkinci ve daha önemli olan veri ise Fenerbahçe takımının yediği 9 golün 5 tanesinin duran toptan gelmiş olması!
Çalışıyoruz çalışacağız diye geçiştirilen bu gerçeklere çare bulunamıyor. Kondisyon açığı doğru oyuncu değişiklikleri ile tamir edilir ve Pareira bu konuda oldukça yetersiz. Diğer taraftan ise duran toplardan yenilen gollerdeki inanılmaz hatalar için bir çözüm geliştirilmemiş olması Pareira’nın diğer vasat altı kaldığı nokta.
Özetle Fenerbahçe takımı oyuncuları istekli, bunu dün 114 km koşarak gösterdiler. Ayrıca takım kalitesi ve kadro derinliği eksiklere rağmen tarihinin en iyisi düzeyinde. Eksiği ise takım kurgusu ve liderliğini takım üzerine yansıtacak teknik direktörlük yönetimi. Kredi artık bitme eşiğinde; Osmanlı Spor deplasmanında alınacak sonuç ve sergilenecek futbol performansı Pareira için verilecek kararın dinamikleri olacaktır.
MAÇIN HAKEMLERİ
Fırat Aydınus’un yardımcısı ilginç bir pozisyon yorumlamasına imza atarak Fenerbahçe’nin attığı gölün başlangıcındaki ofsayt pozisyonuna devam kararı verdi. Yorumlama diyorum, çünkü bir gurup yorumcu ofsayt pozisyonunda olan Persie’nin kaleci Muslera’ya fiziki müdahalesi olmadığını iddia ediyor. Yine de Persie’nin bizzat pozisyon içerisinde etki eden oyuncu olduğu çok bariz, dolayısıyla bence ofsayt ile başlayan ve gol ile biten pozisyonda bayrak kakmalı ve gol iptal edilmeliydi.
Fırat Aydınus’un asıl hataları gösteremediği kartları oldu; gösterdiği tüm kartlarda haklıydı, ancak maçın son çeyreğinde avantaja bıraktığı pozisyonda Hakan Baltaya çıkarmadığı ikinci sarı kart kendisinin alışılagelmiş kart standart çelişkisini gösteriyordu. Zira Mehmet Topal’a gösterdiği sarı kart avantaj sonrası verilmişti. Benzer şekilde maçın son anlarında rakibini ekarte ederek ceza sahasına girecek Nani’yi çelme takan Chedjou’ya çıkaramadığı ikinci sarı kart ise takdir hakkı olmasına rağmen standardı olmadığını gösterdi.
SERHAT KILIÇ | UKRAYNA HABER – [email protected] @serhat5407
