İmralı sürecinin farkları…

İmralı adasında Abdullah Öcalan ile başlayan görüşmelerin, önceki “açılım” ve “barış” süreçlerinden önemli farkları var. Şöyle sıralayabilirim:

1. Psikolojik zemin değişti. Öcalan ile görüşmek hükümet açısından, bundan önce izahı zor bir adımdı. Şimdi ise geniş bir kamuoyu desteği var. Akan kanın durması, şiddet ve terörün bitmesi artık toplumsal bir talep olarak kabul görüyor. Ulusalcılar, MHP ve bazı marjinal grupların itirazı, süreci etkileyecek bir güce sahip değil.

2. Yeni süreç, BDP-KCK-PKK tarafını tahminlerin ötesinde sarsacaktır. Paris’teki cinayetin bu cephede oluşturduğu şaşkınlık, hatta şok da bunu anlatıyor. Yeni süreci PKK ve BDP’nin kontrol etmesi çok zor görünüyor. Sarsıntının BDP içinde, PKK’nın dağ kadrolarında ve Avrupa bölümünde, daha önce görülmeyen çatlaklar oluşturması uzak bir ihtimal değildir. BDP, yeni süreçte tam bir yol ayrımındadır. Önümüzdeki seçimlerde BDP kadrolarında ve milletvekili adaylarında büyük bir değişim olması kaçınılmazdır.

3. Bu süreç de daha öncekiler gibi provokasyonlara açıktır. Nitekim 7 Ocak’ta Çukurca’daki karakol baskını ve Paris’te hunharca işlenen cinayetler tam bir provokasyon hamlesidir. Paris’teki olaya, sürece dış merkezlerin müdahalesi olarak da bakılabilir. Üç kadının profesyonelce katledilmesi, hem de Avrupa’nın kalbinde, Paris’te böyle bir cinayet işlenebilmesi asla sıradan değildir. Buna rağmen, bütün taraflarda provokasyonlara rağmen süreci devam ettirme iradesi ve kararlılığı mevcut. Bu da önceki süreçlerden farklı bir durum. Ancak, “ne olursa olsun süreç devam eder” diye düşünmek doğru değil. Bütün bir toplumu sarsacak baskınlar, suikastlar ve halka yönelik intihar saldırıları ile bu süreç de sekteye uğrayabilir. Devletin emniyet ve istihbarat birimlerine hiç bu dönemdeki kadar hayati görev düşmemiştir. Paris’ten Türkiye’ye getirilen cenazelerin bir gövde gösterisiyle siyasal Kürt hareketinin birlik gösterisine dönüştürülmesi düşünülmüştür. Yeni sürecin ilk sınavı bu cenaze törenleridir. Bu çerçevede hem Sayın Bülent Arınç’ın, hem de Başbakan Sayın Erdoğan’ın provokasyon uyarıları hayatî önemdedir.

4. BDP’den sonra yeni sürecin sarsacağı bir başka siyasi parti CHP’dir. CHP’nin bünyesi, ilk defa şahsî cepheleşmelerden farklı olarak temel bir sarsıntı ile karşı karşıyadır. İnönü, Ecevit, Baykal, Kılıçdaroğlu dönemlerine geçişleri CHP ayakta kalarak yaşamıştır.  İmralı süreci ise temelleri çatlatıyor. CHP’nin tek bir çıkış yolu var. Ergenekon’dan uzak durarak demokratikleşmeye omuz vermek… Bu, kırk katır mı, kırk satır mı tercihi gibi gözükse de, CHP için bir fırsat kabul edilmelidir. CHP, demokrasi açısından kangren olan kolunu kesebilirse gövdeyi kurtarır…

5. Yeni süreç MHP’yi başlarda sarsmaz. Ancak PKK silah bırakır, sınır dışına çıkar ve eşit yurttaşlık temelinde yeni bir anayasa yapılırsa önümüzdeki seçimlerde evet, MHP’nin bir baraj sorunu doğar. Ancak süreç tıkanırsa, MHP’ye hayat öpücüğü olur.

6. Habur ve Oslo süreçleri, gizlilik sıkıntısı ile malul, yanlış bir çizgide ve derin devletin müdahalesine açık götürüldü. Şimdi şeffaflık yolu seçildi ki, doğrusu budur. Yine de en büyük tehlike, derin devlet operasyonlarıdır. Vesayette oyun çok…

HÜSEYİN GÜLERCE | ZAMAN – [email protected]